#notlar

LIVE

‘‘Kişinin algıladığı biçimiyle ötekinin duruşu ve hareketleri, fiziksel ve fizyolojik yasalarca kodlanan bir konumu göstermenin yanı sıra bir kültürel kodlamayı da gösterirler.Öteki, bir asker gibi dimdik durur, bir Japon gibi kayarcasına yürür, bir şeyi onaylamak ya da reddetmek için bir Türk gibi kafasını indirip kaldırır, bir Fransız gibi omuz silkip dudak büker, sandalyesinde bir Viktoryen ağırbaşlılığıyla oturur ya da bir Hintli gibi bağdaş kurar. Bir bürokrat ya da bir sekreter gibi gülümser, sakarlıklara Javalılar gibi güler, bir Müslüman gibi öfke, bir İskandinav gibi yalnızlık hisseder. Öteki konuştuğunda bir ulusun diliyle, bir sınıfın tonlamasıyla, bir sosyan mevkinin retoriğiyle, bir altkültürün lehçesiyle, bir yaş grubunun söz dağarcığıyla konuşur. Biri ötekini gördüğünde, onun duruşunun ve hareketlerinin ardında bir mesleğin gereklerini, görgü kurallarını, bir ulusun tarihini görür. Onun duygularının ardında bir kültürün hiyerarşi yapılarını, ölüm törenlerini, ideolojik kutuplarını görür. Konuşma tarzının ardında bir kültür arenasının ve bir tarihin anlamsal, sözdizimsel, dilbilgisel ve sesbilgisel kalıplarını görür…Ötekini öteki olarak tanımak, onun düşüncesi üzerine çöken buyruğu hissetmek demektir.’‘ (Ortak Bir Şeyleri Olmayanların Ortaklığı - Alphonso Lingis, sf. 31)

Bazı insanlar haksız olduğunda ve söyleyecek hiç bir sözü kalmadığında hakaret etmeye başlıyorlar bu şekilde ezebileceklerini sanıyorlar. Bu Narsist ama cahillerin hakkınızı ve haklılığınızı manipüle etmesine izin vermeyin, karşılarında pasif durmayın. Durmayın ki hakaret etmenin onlara güç kazandırdığı fikrine alışmasınlar. Siz de onların suratına sıçın ki bunun onlara özgü olmadığını da anlasınlar ama ilk hamleyi bırakın aptallar yapsın böylece küfürü hakedene hakettiğinde söylediğiniz ve de aptallarla aranızdaki fark anlaşılsın. Devir “sessiz kal, seviyesine inme”lerden anlayacak insan devrini geçti…

loading