Bilim adamı olmak naif olmaktır. Gerçeği aramaya o kadar odaklandık ki, gerçekte ne kadar az kişinin onu bulmamızı istediğini hiç görmedik. Fakat görsek de görmesek de, tercih etsek de etmesek de gerçek hep orada. Gerçek ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi umursamaz. Hükümetlerimizi umursamaz, ideolojilerimizi, inançlarımızı… her zaman pusuda bekler. Bu, sonunda, Çernobil'in hediyesi. Bir zamanlar, gerçeğin bedelinden korkuyordum… Şimdi sadece şunu soruyorum: ‘Yalanların bedeli nedir?’