#gulbahcesindekikayipadam
Beni en iyi sen bilirsin Alfred, baksana yüreğimdeki kesikler artık çok fazla canımı yakmaya başladı.
Kitapların içinde yaşamak, masallarla mutlu sona kavuşmak, şiirlerle aşkı bulmak, romanlarla gerçek benliğime ulaşmak istiyorum artık Alfred.
Bu yangın bizi kül etse de sesimizi çıkaramayız Alfred, az daha dayan ne olur.
Sonu mutlu biten şeyler yalnızca masallar olmamalıydı Alfred,
İnsan insana çiçekli bahçe olmalı Alfred, dikenli yol değil
Ne yarınlar bir şey bekler benden, ne de ben yarınlardan
Küçük umutlar biriktirir, gözlerimi kapının eşiğine dikerim
Hep içime atarım ama, kendimi içine atacak bir yer bulamam.
Bir keman ağlıyor çok derinlerden,
Güller soluyor kokladığımdan, kalpler ağlıyor
Bir şiir var, seni sana anlatan
Bir ilaç yaz şu ömrüme, öldürsün beni bu yerlerde.
Bir sokak kavgasında darmaduman olmuşsun, yüzün gözün kan içinde kalmış, sen karıncayı bile incitmezsin ki, bu nefret dolu bakışlar kime Alfred?
Yüksekten korkarsın sen, ne işin var o köprünün üstünde Alfred, neden öyle dalıp gittin o boşluğa, sevmezdin sen susup oturmayı.
Yağmurlu havada pencerenden dışarı bakıyorsun ama öyle boş boş değil anlamlı bakıyorsun, bir gün sende böyle dökebilecek misin içini alfred?
Canının yanmasından korkuyorsan, önce can yakmamayı öğreniceksin alfred.
Küçükken düşünce dizlerimiz kanardı, kollarımız yara bere içinde kalırdı ama hiç vazgeçmezdik tekrar ayağa kalkmaktan, söylesene şimdi ne oldu da öyle boynu bükük yatıyorsun orda Alfred?
Bu suskunluğun çok ağır Alfred, on katlı bir binadan yere çakılmış gibi bir halin var, ölmemişsin ama yaşıyor da sayılmazsın.
Üzülmüşsün sen, kaşların çatılmış, öfken yüzünden okunuyor, neden öyle boynunu büktün alfred, bu olanlara izin veren sen değil miydin?
Sayfalarca yazıp yazıp da sonra silmedik mi Alfred, her sayfayı yırtıp atmadık mı, tutmadık mı içimizde her şeyi, şimdi suçlu neden biz olduk?