#sex hikayeleri

LIVE

Alışverişten sonra Villaya gittim. Hemen Mehmet, Semih ve Burak’ı çağırdım, geldiler. Onlara, “Bugün akşam misafirlerimiz var, 3 bay 2 bayan. Önce ben kadınlarla sevişeceğim, sonra size ben işaret edeceğim, siz benim seviştiğim kadını üçünüz sikeceksiniz!”dedim, anlaştık. İkramlar hazırlandı. Çocuklar ve ben servis kıyafeti giymiştik. Ama nasıl kıyafet, bende bir tanga bir sutyen, bir de hizmetçi önlüğü, küçücük birşey zaten. Çocuklar da sadece slip şortlarıyla.

Misafirler bahçe kapısından girerken, ben bizim çocukların üçünün de sikini ağzıma alarak bir güzel kaldırdım. Şimdi sliplerinin içinde daha hoş görünüyorlardı. Ve misafirler Kerim beyle beraber geldiler, içeri girdiler. Gelen kadınlar muhteşemlerdi, ikisi de. Bizim çocukları öyle görünce, ikisinin de gözleriı şıldadı. Zira birlikte geldikleri adamlar belli bir yaşın üstündeydi. Hepsini buyur ettik. Tanışma faslından sonra ben herkese içki servisi yaptım. Sonra ben Kerim beyin yanına geçerek, göt hastası olan adamı sordum, o da gösterdi. Gelen 3 erkekten ikisi rahat 50 yaşında vardı, biri daha gençti, 40’ların biraz üstünde. O genç olan götçüymüş…

Neyse, ben kalktım ve “Beyler sizi diğer odaya alayım!” dedim. Zira o odanın ortasına yere bir yatak hazırlamıştık ve etrafında koltuklar. Hep beraber geçtik. Beylere, “Siz oturun, önce biraz sizleri keyiflendirelim!” dedim ve gelen iki kadını aldım, yatağın üzerine geldim. Semih’e müzik açması için işaret ettim. Müzik başladı ve kadınları soymaya başladım. Önce Şimal’i soydum, sonra da Nesrini. Ama ne soymak! Çıkarttığım her parçadan sonra ortaya çıkan yeri öpüyordum. Ve ben de soyundum. Tangamı çıkartırken götçü olan adamın önünde domaldım, ona sikeceği götü gösterdim ve kadınlarla sevişmeye başladım. Üçgen olmuştuk, üçümüz de birbirimizin amını yalıyorduk. Beyler de siklerini çıkartmışlar, okşuyorlardı.

Bir süre böyle devam ettim, sonra Mehmet’e işaret ederek belden bağlamalı vibratörü istedim. Getirdi ve güzelce belime bağladı. Şimdi ben ayaktaydım, Şimal ve Nesrin önümde diz çökmüş durumdaydılar. Önce vibratörü biraz emdiler, sonra ben onları dört ayak yaptım ve vibratörü amlarına sokmaya başladım. Önce Şimal’e bir kaç kez gir çık yaptım, sonra Nesrine. Kadınlar zevkten inliyordu, ben de beni sikecek olan adamın sikini gözlüyorum, öyle çok büyük değildi, rahat olacaktım yani…

Bir süre vibratörle kadınları sırayla siktikten sonra, Mehmet’e gelmeleri için işareti verdim. Üçü geldi, yarakları dışarıda, Şimal’in yanına gittiler. Şimal önce teker teker yarakları emdi, sonra onlar Şimal’i yatırdılar ve her yerini yalıyorlardı. Şimal zevkten uçuyordu, bu belliydi. Ben de Nesrinin bacaklarını omzuma almış, belden bağlamalı ile amına girip çıkıyordum. Sonra aynı pozisyonda Nesrinin amından çıkarıp arka deliğine dayadım vibratörü ve yüklenmeye başladım. Nesrin inliyordu altımda. Bu arada Mehmet alta yatmış, Şimal’in göt deliğinde yerini almıştı bile. Şimal sırtüstü Mehmetin üzerine yattı, Burak ta hiç vakit kaybetmeden yerini aldı, Semih te tekrar Şimal’in ağzına vermişti. Üçü aynı anda sikiyorlardı Şimal’i. Bu arada gelen beylerden yaşlı olanlar boşalacaklarını söylediler. Çocuklar hemen Şimal’i bıraktı, ben de Nesrin’i ve onlar gidip kocalarının yaraklarını aldılar ağızlarına (kocaları olduğunu sonradan öğrendim). Adamlar karılarının ağızlarına boşaldıktan sonra Kemal beyle beraber diğer odaya geçtiler.

Şimdi içerde Mehmet, Semih, Burak ve benim götçü ile üç kadın kalmıştık. Mehmetle Burak Şimal’in yanına geçti, Semih Nesrin’in yanına geçti, ben de adamımın yanına gittim. Zaten dışarıda olan yarağını ağzıma aldım ve emmeye başladım. Bu tadı çok seviyordum, o da benim saçımı okşuyordu. Ben adama sakso çekerken, bana, “Benim buraya neden geldiğimi biliyorsun değil mi?” diye sordu. Ben kafamı sallayarak ona cevap verdim. Sonra ayağa kalktım ve belimdeki kemeri gevşettim, arkamı ona dönerek, dizlerimi hiç kırmadan eğilerek vibratörü çıkarttım. O anda o da hemen benim göt deliğimi yalamaya başladı. Götümü diliyle sikiyordu adeta. Dilini içime doğru sokuyor, sonra çekiyordu. Sonra ayağa kalktı, yarağını dayadı götüme ve itmeye başladı. Köklemişti. O kadar yalanmaya normaldi, hiç zorlanmadan almıştım onu götüme. Hızla pompalıyordu…

Epey bir süre devam ettik bu şekilde. Sonra götümden çıkmasını rica ettim, zira ayakta durmak yormuştu beni. Adam götümden çıktıktan sonra çocuklara işaret ettim, kadınları bıraktılar ve üçü yan yana sırtüstü uzandılar. Ben eğildim arkam götçüme dönük, Mehmet’inkini ağzıma aldım, Şimal Semih’inkini aldı, Nesrin de Burak’ınkini aldı ağzına. Şimdi benim götçümün önünde üç tane birbirinden güzel göt vardı. Adam hangi götü sikeceğini şaşırdı bir an ve ben hemen onu kolundan çekerek benim götüme sokmasını sağladım. Bu arada Mehmet’in muhteşem sikini emerken aldığım zevk bir başkaydı. Sonrasında bizim götçü, biraz benim, biraz Şimal’in, biraz da Nesrin’in götüne sokup çıktı ve boşaldı en sonunda…

O boşalır boşalmaz ben gittim sikini ağzıma aldım ve uzun bir çaba ile tekrar kaldırım. Onu yere yatırdım ve sikini göt deliğime yerleştirip üzerine oturdum. Aşağı yukarı zıplıyordum. Nesrin’le Şimal’i çağırdım, onlar da onun bütün vücudunu yalıyorlardı. Sonra Şimal adamın ağzının üzerine geçti ve ona amını yalatmaya başladı. Bu arada Mehmet, Semih ve Burak yanıma geldiler, iyice dolduklarını söylediler. Zira onların işini 3-4 seferdir yarıda kesmiştim. Ben Burağınkini ağzıma aldım hemen emmeye başladım. Bu arada Nesrin ve Şimal de Mehmet ve Semih’in siklerini emmeye başlamışlardı. Burak büyük kasılmalarla ağzıma boşalmaya başladı. Hakikaten çok dolmuştu, hepsini yuttum, ama cidden zorlanmıştım, ağzım dolmuştu. Muhteşem menileri çok lezzetli idi. Burak çekildi, sırayla Mehmet ve Semih te gelip ağzıma boşaldılar. Döle doymuştum. Altımdaki adam ise göte doymuştu artık veiçime sıcak sıcak boşalmaya başladı. Onun da pili bitmişti…

Ben onları orada bırakıp diğer odaya geçtim. Önce Kerim beyinkini, sonra da diğer iki yaşlı konuğun siklerini emmeye başladım. “Yok, uğraşma, biz zaten bunlarda işkalmadığı için karılarımızı buraya getirdik!” dediler. O zaman anlamıştım, Şimal ve Nesrin’in bunların karısı olduklarını. Ama benuzun uğraşlar sonucunda kaldırmayıbaşarmıştım ve hemen misafirin birinin kucağına oturdum, sikini amıma yerleştirdim, git gel yapmaya başladım. Kerim beye işaret ettim, o da diğer misafirin arkama girmesini sağladı. Kerim bey de sikini getirip ağzıma verdi. Muhteşemdi, 3 yaşlı canavarın arasında nazlı ceylan gibi, bir güzel sikiliyordum ve halimden de çok memnundum. O geceki ilk orgazmımı yaşamıştım. 10 dakika kadar beni o pozisyonda becerdiler ve hepsi boşaldı. Amım, götüm ve ağzım döl dolmuştu, hemen gidip temizlendim ve tekrar kızların yanına gittim…

Şimal zevk çığlıkları atıyordu, Mehmet onu benim en çok sevdiğim ve boşaldığım pozisyonda beceriyordu. Mehmet sırtüstü yerde yatıyordu, Şimal üzerine tam dik olacak şekilde oturtmuş, belinden hızla ileri geri sallıyorduki, buna 3 bilemedin 4 dakikadan fazla dayanan kadın olabileceğine inanmıyorum. Şimal 4 kez üst üste boşalmıştı ve “Artık yeter!” diyerek kenara uzandı. Nesrin ise Semih’le Burak’ın arasında sandviç pozisyonunda sikilirken, gözlerini kapatmış uçuyordu. Ben eğilip Nesrini’in dudaklarına bir öpücük konduruyordum ki, Mehmet geldi ve beni hazır dört ayak yakalamışken içime girmişti. Amıma öyle güzel girip çıkıyordu ki, o kocaman siki köküne kadar girip, amımın en derin yerlerine ulaşıyordu. Sonra benim en çok sevdiğim pozisyona geçtik. Mehmet beni de 4 sefer boşaltmıştı, 5.ye gidiyordum. Mehmet artık dayanamayacağını söyleyip içimde yanardağını patlattığı anda, ben de şiddetle boşaldım ve onun üzerine yığıldım…

Hepimiz çok yorulmuştuk. Ben kadınları alarak banyoya götürdüm. Sıcak jakuzi hepimize iyi gelmişti, kendimize gelmiştik. Jakuzinin içinde konuşmaya başladık. “Bu adamlar kocalarınızmış, öyle mi?” dedim. Onlar da onayladılar. “Nasıl oluyor da sizi kendi elleriyle siktirmeye getiriyorlar, anlamadım?” dedim. Onlar da, “Kocalarımız kendilerinin bizi sikemeyeceklerini biliyorlar, birileriyle duygusal bir ilişkiye filan girmeyelim diye buraya getiriyorlar, sizin çocuklar da sağ olsun, bizi memnun ediyorlar, yarağa doyuruyorlar!” dediler…

Kadınların söyledikleri bana çok mantıklı geldi. Aslında ben de kendime böyle bir koca kafeslemeliydim, üstelik avım da içerde hazırdı: benim göt hastası! Ona özel ilgi göstermeye başladım. Kerim beyden habersiz onunla birkaç kez daha görüştüm. Oldukça zengin ve bekar bir adam, ama bu anal seks merakı yüzünden hiçbir kadın ona fazla dayanmamış, sonuçta adam kesinlikle am sikmiyor, işi gücü göt sikmek. Yakında onu kafese alacağım ve nikahı kıydıracağım. Bunu başarırsam, artık Kerim beyin evine ben de misafir olarak gideceğim, ama tabi normal misafirler gibi değil, Kerim beyle olan anlaşmam devam edecek, bundan eminim…

Öncelikle kendimi tanıtayım; benim adım Ersin 1.83 boyunda sarışın renkli gözlü atletik yapılı fiziği her kadının arzulayacağı enerjik bir tipim yaşım 24 kamu sektöründe çalışıyorum.
Bundan 1 ay önceydi, yolda yürürken birden eski dershane arkadaşım damlayı gördüm, dershanedeyken samimi olduğum fakat istediği yakınlaşmayı sağlamasına izin vermediğim ( o zaman ki yoğunluktan dolayı :) ) ve bundan deli olan bir tipti damla, kısacık elbiseler giyen sexi bakışlar atmaktan çekinmeyen bir tiptir kendisi, neyse; onu yolda gördüğümde tatlı bir tebessümle ona selam verdim oda beni gördü hızlı adımlarla yanıma geldi ve ersinciğim deyip sıkı sıkı sarıldı, ayak üstü biraz muhabbetimiz oldu o esnada üniversiteye gittiğinden staj yaptığından falan bahsediyordu bense kendi hayatımı anlatıyordum, beni çok özlediğini ve beni bir daha kaybetmemek için numaramı aldı benden ve bir çağrı attı, ondan sonrada ordan ikimizde ayrıldık.
Gel zaman git zaman arada mesaj atmaya başladı damla ve muh. sohbet etmeye başladık, günlerden birgün beni aradı ve bilgisayardan anlayıp anlamadığımı sordu ve bende ona problemini sordum onada yurtdışından yabancı dilde cihaz geldiğini format atıp atmayacağımı sordu ve bende “ hemde baştan aşağı format atarım dedim” güldü ve dışarda buluşmayı teklif etti bana ve bende yorgun olduğumu işten geldiğimi söyledim ona eve gelebilirmisin dedim sonrada, gerçekten aklımda bir art niyet yoktu, biraz düşündü ve bende rahatsız ettiysem özür dilerim dedim ve yarın halledebileceğimi söyledim ona, o da yok yok tamam geliyorum sen adresi tarif et dedi bana bende adresi tarif ettim ona.
Yarım saat sonra kapımdaydı damlacık minicik eteğiyle, içeri davet ettikten sonra bol buzlu bir kola ikram ettim kendisine o arada pc ye format atıyordum fakat damlanın oturuş şekli git gide dağılıyordu , merak ettiğindenmidir bilinmez dibime oturdu ve elini omuzuma koyarak benim yaptığım formatı izliyordu bir yandanda muhabbet ediyorduk, artık sıcaklığını tamamen hissediyor çok çabuk azan vucudum yine ortalık karışacak sinyalleri veiriyordu içimi bir ateş kapladı ve damlayla muhabbet esnasında yanyana oturduğumuz için göz göze geldiğimiz bir anda ikimizde birden yaklaşarak öpüştük işte orda film koptu, ben önce öpüşürken bacaklarını okşadım yanıyordu resmen, sonra damlayı kucağıma alıp yatak odasına götürdüm, yatağa atmamla üzerini çıkarmam bir oldu.
Üzerinde dantelli siyah iç çamaşırı vardı, bu yatak odasına çok kız gelmişti ama bu kadar süper bir takımla bir kız ilk defa çok hoşuma gitmişti, uzunca bir ön sevişmeden sonra sütyenini çıkardım ve şaşırdım gö… uçları çok büyüktü ama ağzıma aldığımda büyük olması çok hoşuma gitmişti, gö… uçlarına diller atıyor kenalarında dilimi gezdiriyor ufak ısırıklar atıyordum. o ise inlemekten bir hal olmuş altımdaki mutlulğu gözlerinde okunuyordu.
Damlayı çok azdırmış olmalıyımki boxerımı çıkarttı ve si…. görünce şaşkın ve mutlu bir şekilde ağzına almıştı uzun bir süre yaladıktan sonra ilk tepkisi “ offf büyük ve çok düzgün bir peni… var gerçekten tahmin ettiğim gibi” dedi ve yalamaya devam etti. bense bir süre sonra o dantelli külodunu çıkarıp onu karşımda domalttım ve dar …ığına kafasını soktum sadece kafasıyla duyduğum bir ıhhhh sesı beni delirtmeye yetti ve belinde kavrayarak santim santim soktum içine … fırın gibiydi resmen ve kasılıp duruyordu, ona bu anı ömrü boyunca evlendiğinde bile unutturmamalıydım, kendime çok güvendiğim bir özelliğim ise çok hızlı ..kmem ve bunu uzun sürdürebilmemdir yani benim altıma yatan kadın bir daha kolay kolay böyle iyi becerilmez diyebilirim onada bu özeliiğimi harfiyen uygulayarak çatır çatır dakikalarca ..ktim onu o halde, çığlık atmaktan hali kalmamıştı kızcağızın biraz dinlenmesine izin verip durmamla nefes alışverisini duymam bir oldu, neyse pozisyon değiştirdik ve sırtüstü yatarken bacaklarımı omzuma aldım ve kaçmaması için bileklerinden tutup kalçasının yanına dayadım ellerimi ve başladım köklemeye çığlık çığlığa dakikalarca inledi kız, gözlerimin önünde gözleri kaydı ve kendini kaybetti altımda resmen, prezervatif takılı olduğu için tereddüt etmeden içine boşaltı sımsıkı sarılarak işim bittiğinde altımda bir civciv gibi hızlı nefes alıp veriyordu, biraz koynumda uyuduktan sonra format için teşekkür etti ve gitti.
Daha çok böyle anılarım var fakat ne zaman anlatırım kim bilir. bu arada bu yazım alıntı değil bana aittir.

Slm, ben Sinem. 6 yıllık evliyim, 27 yaşındayım, 1.72 boyunda, esmer ve balık etli biriyim. Zihinsel özürlü kaynımla aramda geçen bir seks hikayemi paylaşmak istiyorum, çünkü kimseye anlatamıyorum ve içimde de tutmak ağır geliyor bana. Hikayem bundan 2 sene önce Mayıs ayında geçiyor. Kocamla beraber memleketlerine (Anadolu’nun şirin bir köyüne) tatile gittik. Köyde yaşayaşan kaynanam, kayınbabam ve kocamdan küçük olan zihinsel özürlü kaynım (İlhan), geleceğimizden haberleri olduğu için baya hazırlık yapmışlar, bizi bekliyorlardı. Gittiğimizde yoğun bir ilgi, bir alaka, utandırmışlardı beni. Hele kaynım, “Yengem geldi, yengem geldi!” diye diye ortalığı velveleye vermişti. Doğrusu bu ilgi çok hoşuma gitmişti. Yemekler yenildi, çaylar kahveler içildi, sohbetler edildi. Derken, kocamla ben yorgunluktan mahf olmuştuk, yatmak için izin isteyip, odamıza gittik, yattık uyuduk.

Sabah temiz havanın etkisiyle erkenden uyandım. Pencereden baktığımda kayınım İlhan hayvanları dere kenarına götürüyordu. Ben de üstümü giyinip dışarı çıktım. Kaynanam inekleri sağmış, sütü kaynatmak için ateşe koymuştu. Beni görünce gülerek, “Güzel gelinim uyandın mı, günaydın!” dedi. “Günaydın anneciğim!” deyip, ateşin önünde muhabette koyulduk. Kaynanam, maddi manevi bazı sıkıntılarının olduğunu anlatıyordu. Ben de, “Maddi sıkıntılar halledilir de, manevi sıkıntı nedir anneciğim?” dedim. Başladı anlatmaya, “Biz yaşlandık, kızlar uğramaz oldu, siz İstanbul’da, biz burda kala kaldık öyle. İlhanın durumunu biliyorsun, gitmediğimiz doktor kalmadı, ama hiçbir faydası yok. Geçim kaynağımız hayvanlar, onlar da bakım ister, yaşlandık artık bakamıyoruz, İlhan da anlamıyor, hayvanları suya götürürüyor hepsi o kadar!” dedi, sonra, “Neyse… Hadi gel bir çay koyalım, kahvaltı yaparız!” dedi ve kalktık hazırlık yapmaya başladık. Kocam da uyanmış elini yüzünü yıkadıktan sonra sofraya geldi. Kahvaltıdan sonra kocama, “Biraz gezelim tarlalarda falan…” dedim. Kabul etti ve bahçeye indik. Dalından domates salatalık yemek kadar lezettli bir şey daha yoktu. Çok hoşuma gitmişti…

Akşam olmuştu, ama benim içim de kaynıyordu, temiz hava ve organik yiyecekler bende adeta Afrodizyak etkisi yapmıştı ve canım öylesine sex istiyordu ki, anlatamam. Yatağa girer girmez, ben hemen yapıştım kocamın dudaklarına ve sevişmeye başladık. İkimizin de Orgazm olduğu güzel bir sikişmeden sonra, gayet huzurlu bir şekilde yattık, uyuduk.

Sabah yine erkenden uyandım. Yıkanmak için banyoya girdim. Kimse uyanmadan yıkanmalıydım, çünkü köy hali, derme çarpma bir banyoları vardı. Eskiden orası mutfakmış, ama sonra etrafını hasırlarla kapatarak banyo yapmışlar. İşin açıkcası insanı bu tedirgin ediyordu. İyi ki ani su ısıtıcıları vardı, su ısıtmak zorunda kalmamıştım. Hemen aceleyle soyunup suyun altına girdim. 2 dakika sonra sanki bir gölge görmüş gibi oldum, sağa sola baktım, birşey göremedim. Kim ola bu saate deyip devam ettim, banyomu yapıp, hızlıca giyinip yattığımız odaya gittim. Ama banyonun ordan bir takım sesler duydum. Merak ettim, pencereden baktım. Bir de ne göreyim, kaynım İlhan banyo yaptığım yerin arka tarafından çıkıyor. Birden afalladım, ne yapacağımı şaşırdım kaldım. Beni mi röntgenlemişti? Nasıl olurdu böyle birşey? Öğleden sonra banyo yaptığım yerin arka tarafına gidip baktım. Gerçekten oraya konulan buğday torbalarının hemen yanında, bir parmak genişliğinde bir aralık vardı. Artık hiç şüphem kalmamıştı, kaynım beni dikizlemişti. Utana sıkıla geri geldim. Herkes dışardaydı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kaynıma da kızamıyordum, 24 yaşında genç bir erkekti, belki zihinsel olarak eksikti, ama o da bir erkekti, onun da cinsel ihtiyaçları vardı. Onun için kızmadım ve kimseye de birşey söylemedim.

Aradan birkaç gün geçmişti ve İlhan’ın bana bakışları çok değişmişti. Bunun farkındaydım, ama ne yapabilirdim ki? Ne diyebilirdim ki? Daha doğrusu sonuçta deliydi. Gece olmuş ve herkes uyuyordu, benim ise uykum kaçmıştı. Uyumaya çalışıyordum, ama uyuyamıyordum. Kocam horlamaya başlamıştı bile. Birden dış kapının gıcırdamasını duydum, doğrulup ön cepheye baktığımda, İlhan’ı banyonun arkasına giderken gördüm. Ne yapıyor bu deli bu saate orda? diye bakmaya devam ettim. Merak işte, yatıp uyusana, sana ne? Ama dedim ya merak işte, beni rahat bırakmadı, peşinden yavaşça dışarı çıkıp, çitlerin aralıklarından baktığımda, adeta şok olmuştum. İlhan donunu indirmiş 31 çekiyordu. Hemen ordan ayrılmak istedim, hatta iki adım geri attım, ama yine vaz geçtim, biraz daha seyretmek için geri döndüm, daha dikatli bakmaya başladım. İlhan tam karşımda yan durmuş, hızlı hızlı 31 çekiyordu. Biraz daha bekledim ve İlhan kasıla kasıla boşalmaya başladı. Ama asıl şoku işte ondan sonra yaşadım, sikindeki kalan dölleri temizlemek için döndüğünde, avlunun ışığı yarağını tam aydınlattı ve ben hayatımda gördüğüm en büyük ve kalın yarağı gördüm. Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı ve gözlerimi yarağından ayıramıyordum, dehşet bir şeydi, gerçekten inanılmazdı. İnternette çok yarak gördüm, ama böylesini hiçbir yerde görmedim. İlhan donunu çekerken ben de hemen geri içeriye girdim. Odaya geldiğimde kocam halen horluyordu. Hemen sırtımı ona dönüp uyumaya çalıştım, ama İlhan’ın yarağı bir türlü aklımdan çıkmıyordu.

İlerleyen günlerde İlhan’ın yarağı adeta beynimde saplantı haline gelmişti. Tanrım, nasıl bir şeydi o yarak öyle? Bir kadın nasıl içine alabilir onu? diye her düşündüğümde sırılsıklam oluyordum. Ama kocama birşey belli etmiyordum, sadece hemen odama girip kapıyı kilitleyip, İlhanın yarağını düşünerek masturbasyon yapıyordum.

Günlerden Çarşambaydı, akşam üstüydü, evin telefonu çaldı. Telefonu kocam açtı. Tedirgin bir sesle, “Ne zaman oldu, nasıl oldu? Yaşıyorlar mı?” diye konuşunca, herkes, “Kine ne oldu?” diye ayağa fırladı. Kocam, “Tamam geliyoruz!” deyip telefonu kapattı. Hepimiz merakla ne olduğunu beklerken kocam anlattı: Amcaları tarladan gelirken traktörün romorkü devrilmiş ve amcaları altında kalmış. Durumu çok ağırmış, kan da lazımmış. Kocam, “Hemen hazırlanıp çıkalım!” dedi. Ben de hazırlanmak istedim tabi, ama kocam, “Senin ve İlhan’ın gelmesine gerek yok, biz gideriz! Duruma göre sana haber veririm!” dedi. “Hayır, ben de geleceğim!” dedim, “Olmaz!” deyip kestirip attı. Kocama gizlice, “Kendine gel, ben burada yalnız kalamam, korkarım!” dedim. Kocam da, “Korkma, birşey olmaz. Hem İlhan burda ya!” dedi ve aceleyle çıktılar. Gidecekleri köy traktörle yarım saat sürüyordu, binip gittiler…

Gece saat 23:00’e geliyordu, daha haber almamıştım. Patlamak üzereydim ki, evin telefonu çaldı. Hemen fırladım açtım. Arayan kocamdı, “Bu gece gelemiyoruz, durumu çok ağır, tıp fakültesine havale ettiler ve oraya gidiyoruz!” dedi. “Peki ne zaman geleceksiniz?” dedim. “Bilmiyorum, belli değil!” dedi. “Bari annem gelsin!” dedim. “Annem de yengemlerde, gelen giden çok, yengem ilgilenecek durumda değil!” dedi. “Tamam!” deyip kapattım telefonu. İlhan yere uzanmış Televizyon seyrediyordu, dünyadan haberi yoktu. Bana dönüp, “Annemler gelmiyorlar mı?” dedi. “Hayır!” dedim. Hiç konuşmadan tekrar filmi seyretmeye devam etti. Ben divanda oturdum, düşünüyordum. Saat baya geç olmuştu, “İlhan yatağına geçip yat istersen!” dedim. Hiç konuşmadan kalktı ve yerine geçti, gömleğini ve kot pantolonu çıkararak, sadece donuyla ve atletiyle yatağa uzandı, üstünü örtmeden. Ve o dev yarak donunun içinde, karşımda öylece duruyordu. İnik hali bile çok büyüktü…

Ben de orda divanda uzandım, ama uykum gelmiyordu, gözüm hep ondaydı. İçimi karışık duygular kaplamıştı, amım ıslanmış ve istemsiz hareketler yapıyordum, elim çoktan pijamamın içinde amıma varmıştı bile. İki parmağımı amımın içine sokup çıkarıyordum. Birden İlhan’ın bana baktığını gördüm, kaşıyormuş gibi yapıp elimi çektim hemen. İlhana baktım, bu sefer o sokmuştu elini donuna ve gözlerimin içine bakarak yarağıyla oynuyordu. “Napıyorsun İlhan, çek elini ordan!” diye bağırmışım. Hemen elini çekip bakışlarını kaçırdı. Sonradan üzüldüm çocuğa bağırdım diye ve telafi etmek için onunla konuşmaya başladım. Kısa cevplar veriyor, gözünü benden kaçırıyordu…

“İlhan seninle bir şey konuşamam lazım!” dedim. “Nedir yenge?” dedi ve bana baktı. “İlhan sen neden evlenmiyorsun?” dedim. “Babam erken diyor!” dedi. “Erken değil, tam evlenecek yaşta bir erkeksin ve evlenmem lazım!” dedim. “Babam kimse seni almaz diyor!” dedi. “O yüzden mi 31 çekiyorsun?” dedim. Bakışlarını kaçırdı ve cevap vermedi. “Ben seni geçen gün gördüm, banyonun arkasında 31 çekerken!” deyince, “Yalan söylüyorsun!” deyip, birden doğrulup oturdu. Ödüm koptu biran, birşey yapacak diye. “Hayır, yalan söylemiyorum gördüm, 31 çekiyordun!” diye tekrarlayınca, “Babama söyleyecekmisin?” dedi. “Söyleyim mi?” dedim. “Hayır söyleme, babam beni dövüyor!” dedi. “Daha önce dövdü mü?” dedim. “Evet, bir kere tarlada yakaladı ve çok dövdü!” dedi.

Bunları konuşurken amım nasıl karıncalanıyordu anlatamam. Şeytan dürtüyordu, işte sana fırsat, değerlendir diyordu. “Peki söylemeyeceğim, ama karşılığında senden bir şey isteyecegim, sen de onu yaparsan kimseye söylemem, yoksa abine de, babana da söylerim!” dedim, ama yüreğim kalbimden çıkacak gibiydi, nefes alamıyordum, boğazım düğümleniyordu, daha şimdiden içimi suçluluk duygusu kaplamıştı. İlhan, “Nedir yenge?” deyip kalktı, pantolonunu giymeye çalıştı. “Hayır giyinme, banyo yapmanı istiyorum, çok kötü kokuyorsun. Ama önce içerden sana temiz iç çamaşır alalım!” deyip dolaba yöneldim, ona bir külot ve atlet çıkardım, “Hadi bakalım, şimdi doğru banyoya!” dedim. “Yıkanınca babama demiyecek misin?” dedi. “Önce seni bir yıkayalım, sonra konuşuruz!” dedim ve banyoya girdik.

Atletini çıkartıp attı oraya, suyu kıvamına getirip donla altına girdi. Ben ona bakıyorum. Tamamen ıslanınca yarağı olduğu gibi yapıştı dona, bütün hatlarıyla görünüyordu. “Donunu da çıkar, seni lifleyeceğim!” dedim. Hiç itiraz etmeden çıkardı. Aman Tanrım, bu ne ya? dedim kendi kendime. Yarağı kıllı, kirli, ama kocaman bir şeydi! İlhanı lifleyip iyicene yıkadım. Arada elim kazayla değiyor gibisinden yarağına elliyorum. Ve yarak kısa sürede kalkmaya, uzamaya ve kalınlaşmaya başladı…

Kendime inanmıyordum, hayatımda hiç kocamı aldatmamıştım, fakat şimdi öz kardeşiyle aldatmanın planlarını yapıyordum. Yarağını tutup, “İlhan bu neden böyle oldu?” diye sert çıkmaya başladım. “Bilmiyorum yenge, annem yıkayınca da oluyor!” demez mi! “Nasıl bilmiyorsun?” dedim. “Bilmiyorum işte, sorma bana!” dedi. “Peki 31 çekmesini nasıl öğrendin?” diye sordum. “Asım öğretti!” dedi. Asım komuşlarıymış, ama evleri biraz uzaktaymış. “Peki, hiç bir kadınla yaptın mı o işi?” dedim. “Hayır yapmadım!” dedi. “Nasıl yapılacağını biliyormusun?” dedim. “Bilmiyorum!” dedi. “Peki ben sana öğretsem, kimseye söylermisin?” dedim. “Hayır söylemem!” dedi. “Bak ama, eğer söylersen, ben de senin 31 çektiğini babana söylerim. Askerlere de söylerim, seni ceza evine atarlar!” dedim. “Yok valla söylemem!” dedi. “Peki!” dedim. İlhanı kurulayıp çıktık. Dış kapıyı kilitleyip, yattığım odaya geçtik…

Ben de soyunup, yatağa sırtüstü yattım ve “Bak İlhan, bir kadın yapmak için, öncelikle onu yalaman gerekiyor!” dedim. Geldi elimi kolumu yalamaya başladı. “Oraları değil, burayı yalayacaksın!” diyerek amımı gösterdim ve “Aynı köpeğin su içtiği gibi, dilini amımın içinde gezdirmen lazım!” dedim. Hiç beklemeden yumuldu amıma ve yalamaya başladı. Ben zevkten uçmak üzereydim. Başından tutup amıma bastırdım, “Daha hızlı yala! Daha hızlı!” diye diye şidetli bir şekilde orgazm olup boşaldım. Ama ne boşalma, anlatılamaz! İlhan halen yalamaya devam ediyordu. “Yeter bukadar! Şimdi de senin sırtüstü yatman lazım!” dedim. Dediğimi yaptı. Yarağını elime alıp sıvazlamaya başladım. Ama avucuma sığmıyordu ki, içime nasıl girecekti? Nasıl alabilirdim içime onu? Hem almak için sabırsızlanıyordum, hemde bana bir şey olur diye çok korkuyordum. Bütün cesaretimi toplayıp, ata biner gibi üstüne diz çöktüm. O sadece olacakları bekliyordu. Elimi bolca tükürükleyip yarağının başını iyice ıslattım. Benimki zaten ıslak olduğu için, yarağının gövdesinden kavrayıp yavaşca amıma sürtmeye başladım. Yok böyle bir delilik ya, kendime inanamıyorum, zevkten uçuyordum adeta.

Biraz zorladıktan sonra yavaş yavaş amımın dudaklarını gerildiğini hissettim. Ve biraz sonra daha şidettli bir acı ile durdum, kafası içimdeydi. Ama içimden çıkarmak istemiyordum, hepsini almayada korkuyordum. O an aklıma çantadamki nemlendirici krem geldi ve “Sen kıpırdama!” dedim, gidip getirdim ve yarağına baştan aşağıya iyice sürmeye başladım. Sonra yine yarağını amıma almayı denedim. Bu defa biraz daha rahat oluyordu galiba. Biraz daha, biraz daha derken içimde yer kalmadığını anladım, inanılmaz zorluyordu rahmimi. Ama daha hepsi girmemişti, elimi attığımda daha 3 parmak kadarı dışarda duruyordu. Ben ise kıpırdamaya korkuyordum. Biraz o şekilde git gelden sonra inanılmaz bir orgazm daha yaşadım. Yarağına da alışmaya başlamıştım, artık yavaş yavaşta olsa oturup kalkabliyorum. Benim sıvımın ve kreminde etkisiyle, yarak içimde kayıyordu adeta. Sonra hızlanmaya başladım. Yarak beni zorluyordu, ama istiyordum da…

Bir süre sonra ayağa kalkıp, “İlhan, sen hiç sikişen eşek gördün mü?” diye sordum. “Gördüm!” dedi. “Beni o eşek gibi sik! Yarağına bolca tükür ama!” dedim ve ellerimle duvara dayanıp domaldım. İlhan yarağını tükürükleyip arkadan amıma girmeye çalışıyordu. Ve işte kafası içimdeydi, ama birden öyle bir abandı ki, gözlerim karardı ve istemeden de olsa bastım çığlığı. İlhan sesimden korkup durdu. Kendime geldiğimde, “Tamam devam et, ama yavaş yavaş!” dedim. Dediğim gibi yavaşça gidip geliyordu, ama ben zor duruyordum ve tutunduğum duvardaki beyaz alçıyı söküyordum. Kendimi geriye ittirerek, tamamını içime almak istiyordum. Sonunda taşaklarının kalçalarıma çarptığını hissedince daha çok hızlandım. O da aynı anda hızlanmaya başlamıştı…

Korunmuyordum ve içime boşalmaması gerekliydi. Ama iş işten geçmişti, son darbelerdi, ben kopmuştum, hiçbir şey umrumda değildi ve aynı anda boşaldık. Duvara tutunmaktan kollarımda derman kalmamıştı, aşağıya kayarak dizlerimin üzerine çöktüm, İlhan da yarağını çıkarmadan benimle birlikte kaydı ve üstüme yığıldı kaldı. İçime öyle bir boşalmıştı ki, yarağı içimde olduğu halde etrafından dölleri süzülüyordu. Yarağı kendiliğinden küçülüp amımdan çıkınca, İlhan ayaga kalktı ve “Bu 31 çekmekten daha güzeldi, bundan sonra bana hep sen öğret yenge!” dedi. “Peki, ama kimsenin bilmemesi lazım, yoksa abin seni öldürür!” dedim. “Ben kimseye söylemem, ama sen de söyleme!” dedi. “Tamam! Hadi gel yanıma uzan!” dedim. Gelip yanıma uzandı. Hiç kıpırdamadan ytaıyordu. Elimi inmiş yarağına atıp biraz okşayıp sevdikten sonra, yarağı yine kazık gibi oldu. “İlhan bir daha sikmek istermisin?” dedim. “Evet yenge, hadi yapalım!” dedi. O gece sabaha kadar 4 kere siktirdim kendimi İlhana.

Ertesi gün telefonun sesiyle uyandığımda, saat ögleden sonra 16:00’yı geçiyordu. Hemen fırladım telefonu açtım. Kocam arıyordu, “Niye açmıyorsun telefonu, nerdesin, 1 saaten fazladır arayıp duruyorum!” dedi. Ben de, “Bütün gece uyuyamadım, sabah ta erken kalktım, uykusuz olduğum için divanda uyuya kalmışım!” demek zorunda kaldım. “İlhan napıyor, orda mı?” dedi. “Nerde bilmiyorum, sabah hayvanları saldı sonrada eve gelmedi, ben de kapıyı kilitleyip uyudum. Amcanın durumu nasıl?” dedim. “Bilmiyoruz, daha bir gelişme yok, yoğun bakımda olduğu için içeriye almıyorlar, sadece yaşadıgını biliyoruz!” dedi. “Ee, gelmeyecekmisin?” diye sordugumda, “Sanırım gelemiyoruz!” dedi. Üzülmüş gibi yapıp (içimden baya sevinmiştim), geçmiş olsun dileyip telefonu kapatım. Sonra dışarıya çıkıp İlhana seslendim, ama ses yoktu, nerde olduğunu da bilmiyordum.

Banyoya gidip duş alıp pencerenin karşısına oturdum ve İlhanın gelmesini bekledim. Saat 19:00 olmuştu, ben yemekle uğraşırken kapının zorlandığını duydum. “Kim o?” diye sorduğumda, İlhan, “Ben geldim yenge, kapıyı aç.” dedi. Açtım ve “Nerdesin sen?” diye kızdım. Hiç konuşmadan içeriye girdi, “Ben acıktım!” dedi. Dünden beri hiçbir yememişti garibim. “Nerdeydin?” dedim, “Hayvanlarla beraberdim, onları otlattım, şimdi hepsini götürüp ahıra soktum!” dedi. Ben de gülerek, “31 de çektin mi?” dedim. “Hayır artık yapmıyacağım onu, seninle daha güzel oluyor!” dedi. Gülerek, “Bak seeen, neden daha güzel? dedim. “İşte sen çok güzel kokuyorsun!” dedi. Yemeğini koydum, yemek yedikten sonra çay içtik, “Hadi yatalım!” dedim. “Tamam!” dedi ve yatağına doğru gitti. Onu bu gece de istiyordum, hemde daha çok. “İlhan, yine yanımda yatmak istermisin?” dedim. Kafasını sallayarak, “Evet yenge!” dedi. İçimi yine bir heycan sarmıştı. “Tamam, o zaman benim odaya gidelim!” dedim.

İkimiz de çırıl çıplak soyunarak yorganın altına girdik. Elimi yarağına attım ve okşamaya başladım. Yarağı hareketlenmeye başlamıştı. Ağzıma almak istiyordum, ama hayatımda hiç yapmadığım için tiksiniyordum. İnternette hep görüyordum, hep ağızlarına alıyorlardı, ama cesaret edemedim, biliyorum midem kaldıramzdı. Okşamaya devam ettim, taş gibi olmuştu elimde. Bu sefer ben sırtüstü yatarak bacaklarımı iki yana actım ve üstüme çıkmasını söyledim. Bacaklarımın arasında yerini almıştı, fakat bir şey yapamıyordu. Yine ben yarağını kavrayarak amıma sürtmeye başladım. Sırıl sıklam olmuştum ve zevk sularımla yarağını ıslatıyordum. Öyle içime girmeyeceğini bilgidiğim için yine avucuma tükürükleyip onun yarağını iyicene ıslattım ve yavaşca içime girmesini söyledim, “Sakın zorlama, ben dur deyince de dur!” dedim. “Tamam yenge!” dedi. Eliyle yarağını tutarak içime sokmaya çalışıyordu, ama başaramıyordu. Ona yardım edip bacaklarımı iyicene açıp havaya kaldırdım ve elimi yandan uzatıp yarağını tutup amımın hızasına getirip, tam deliğime denkledim, “Şimdi yavaşça gir!” dedim…

Dediğimi yaptı. Yarağının başı içimdeydi ve dün geceki kadar canım yanmamıştı. Biraz daha girdi, “Dur!” dedim. İçim yanmaya başlamıştı ve amımın duvarını zorluyordu yine. Biraz bekledikten sonra ellerimi kalçasına atıp sıkıca tutarak kendi kalçalarımı oynatmaya ve yarağını içime almaya çalışıyordum. Çoğunu almıştım. Zaten ıslanmıştım onun da etkisiyle daha da kayıyordu içime ve sonuda nihayet yine kasıklarımız birleşmişti. Tamamı içimdeydi ve benim gözlerim kapanmış, nerdeyse dudaklarımı koparıyorudum ısırmaktan. Onu serbest bıraktım ve “Şimdi istedigin gibi yapabilirisin!” dedim. İçime sokup çıkarmaya başladı. Kafasına kadar çıkarıp, dibine kadar sokuyordu. Her girdiğinde ben yine uçuyordum. Tamemen içime girmesi için bacaklarımı iyicene havaya kaldırıp yanlara doğru açtım. İlhan kudurmuştu, deli gibi girip çıkıyordu. Ben kaç kere boşaldım bilmiyorum. Nefes alışları hızlanmıştı. Onun boşalmasını istemiyordum, daha da hızlanmasıyla onu içimden çıkardım…

Zavallı yüzüme öyle mazlum mazlum bakıyordu ki, sanki ‘Neden?’ diye sorar gibiydi. “Çok yoruldum, biraz bekle!” dedim. Yarağı dimdik duruyordu, inmesin diye biraz okşadım. Yine onu içimde istiyordum, ama domalacaktım, o şekilde daha iyi sikiyordu. Önünde domaldım ve arkama geçmesini istedim. Diz çöküp tekrar sikini tükürükleyip içime öyle bir girdi ki, gerçekten bayılacağım sandım. Hem acı, hem zevk ikisi biraradaydı. Bu sefer bütün kontrol ondaydı ve istedigi gibi sikecekti. İlhan sanki az önce onu yarı yolda bıraktığım için intikam alır gibi, beni sıkıca belimden kavrayıp sert ve hızlı bir şekilde sikmeye başladı. Ben yine doruktaydım. İlhanın nefes alışları hızlanmıştı ve son hamlesini yaptığında, içimde bir yerlerin yırtıldığını hisettim, ama aldığım o zevk bana hiçbir şeyi umursatmıyordu. Dölleriyle yine içimi doldurmuştu. Ben uzanınca, yarağı içimdeyken o da üstüme yığıldı kaldı. Biraz dinlendikten sonra hemen banyoya gittim. İçimdeki dölleri çıkarmak için çömeldiğimde, döllerle karışık biraz da kan aktığını gördüm. Elimi amıma attığımda, amımın kıç tarafına yakın yerinde çok kötü yanan bir bölge hissetim. Amımı yırtmıştı, ama beni de dünyanın en mutlu kadını yapmıştı.

Ertesi gün kaynanam eve gelmişti. Ondan sonraki gün de, amcalarının komadan çıktığını ve hayati tehlikeyi atlatığını ögrendik. Çok sevinmiştik. Kocam da eve gelmişti. O gece kocam benimle sikişmek istiyordu, ama amımın genişliğini hisetmesinden korktuğum için yalan söyledim, “Sen gittiğin gün adet oldum, daha iki gün yok sana birşey!” dedim. İki gün geçmişti ve amım normalleşir gibi olmuştu ve kocamla sikişebilirdim artık. Kocam, “Bu gece çok ateşlisin! O kadar sulandın ki, içine girip çıkarken hissetmiyorum bile!” dedi. Kocamın üzerine çıkıp, onu kudurttum. “İn, boşalıyorum!” demesine rağmen daha çok hızlanıp, kocamın içimde boşalmasını sağlamıştım. Artık her şey tamamdı, İlhandan hamile kalsam da, kocam kendisinden olduğunu sanacaktı. 3 gün sonra İstanbul’a döndük.

Şimdi nur topu gibi bir oğlum var :))

           

          Saat 08.30 uyandık. Üzerindeki ip askılı gecelik üstünden çıplak omuzlarını, boynunu, kollarını okşamaya başladım tüy gibi. Karımın en sevdiği şeydir bu. Kedi gibi mırıldanmaya, her tarafında hafif hafif gezinen parmaklarımın doğrultusunda vücudu dalgalanmaya başladı. Sikim sertleşmeye başladı anında… 

          Alttan pijama altını dizine kadar sıyırdım. Pembe külodunu da çıkarmadan, kenarlarından ortaya doğru sıvazlayıp tanga haline getirdim. Karımın bu küloduna bayılıyorum. Kenarları ince dantelli, şeker pembesi bişi…

          Öyle harika bir görüntü oluştu ki… Yapılı etli omuzlardan bele doğru bir incelme, ince belden geniş kalçalara harika bir kavislenme… Yuvarlacık etli butlar… Üstüm çıplak yatmıştım, altımdaki eşofmanı sıyırıp atıverdim, benim ufaklığı arkadan bacak arasına yerleştirdim. Sikimin kafasıyla arka deliğine, amına baskı yapmaya başladım. Baktım külodun üstünden olmayacak sıyırıp atıverdim. Üstündeki siyah şeyi de çıkardığımda çırılçıplak kaldı kucağımda…

          İki kaşık gibi yatar vaziyette okşamaya devam ediyorum. Sikim arkadan apış arasında, ıslanmaya başlayan amcığına sürtüyorum. Ellerim omuzlarında, saçlarının arasında dolaşıyor. Omuzlarını tutup parmaklarımla hafif hafif acıtmadan masajımsı hareketlerle ovalıyorum. İnliyor durmadan…

          - “Ne istiyorsun?” diyor.

          - “Ne istediğim belli değil mi?” diyorum kulağına eğilip üflerken memelerini avuçluyorum, uçlarını sıkıyorum.

          - “İstemiyorum” diyor. “Bırak biraz özleyelim. Daha yeni yaptık.”

          - “Ben özledim işte…” diyorum. “Bak sikim taş gibi oldu, özledik ikimiz de seni…” Kulak memesini yaladığımda huylanıp kaçırıyor kulağını dilimden… “Hem sen ne azgın orospusun… İstemiyorum diyorsun, içine yarak girdiğinde hemen sulanmaya başlarsın merak etme…”

          - “İstemiyorum yaa… Bırak… İşim var, banyo falan çıkarma başıma… İşine gitsene sen…”

          - “Benim işim sensin aşkım… Seni sikmek istiyorum.”

          - “Ben de kahvaltı yapmak istiyorum. Karnım aç…”

          - “Benim de karnım aç karıcım… Önce ufaklığın karnını doyuralım, sonra kahvaltı yaparız. Hadi bırak kendini…”  

          Piçliğine, sikimi arka deliğine bastırıp kasıklarımla kalçalarını okşuyorum, uzamaya başlayan kıllarımı çıplak kabalarına sürtüyorum. Omuz masajına, okşamalara da devam tabi… Elbette istiyor o da… Yoksa bu kadar soymama, çırılçıplak bırakmama izin vermezdi. Daha ilk hareketimde kestirip atardı. İstiyor orospu… Sikişmek istiyor o da… Elimi önden sokup kasıklarını yokluyorum. Parmaklarımı bastırıp klitorisini okşuyorum, ıslaklığı hissediyorum.

          - “Bak, amın ıslanmış işte… İstiyorsun sen de…”

          - “Hayır, istemiyorum. Her zaman ıslak o…”

          - “Hayır, yeni ıslandı. İstemese ıslanmaz bilirim ben…” diyorum. “Bırak amına gireyim, içine girdikten sonra hayır demez o… Yeter ki bir kere gireyim…”

          Bingo… Dönüp sırtüstü yatıyor yatakta… Memeleri kabarmış, meme uçları dikilmiş. Amcığı şişmiş gibi sanki, yumruk gibi olmuş bacaklarının arasında… Dirseğimin üstünde bu nefis manzarayı seyrediyorum. Eğilip memelerini okşayıp benden taraftaki sağ memesini yalamaya, ucunu dudaklarımın arasında kıstırmaya başlıyorum. Karım da inlemeye başlıyor anında…

          Elimi apış arasına atıyorum bu arada… Avuçluyorum, orta parmağımla klitorisine bastırıp okşuyorum… Kıvranıyor, inliyor… Elini uzatıp sikimi avuçluyor. Benim ufaklık kalkmış, sertleşmiş, hazır vaziyette… Okşayıp sıkıyor.

          - “Nasıl? İstediğin gibi olmuş mu?” diye soruyorum.

          - “Evet…” diyor.

          - “Hadi o zaman, inmeden sokayım sana onu… Sikeyim bir güzel…”

          - “Konuşma terbiyesiz terbiyesiz…” diyor.

          Kalkıp malzemeyi alıyor sakladığımız yerden. Durex yani. Yattığım yerde havaya dikilmiş yarrağıma önce prezervatifi geçiriyor, sonra da bacaklarının arasına alıp amını geçiriyor. Islak amında yağ gibi kayıyor sikim… Sıcaklığı yakıyor sikimi… İnliyorum anında…

          - “Oohhh…” diyorum. “Sıcacık amcığın, kızmış yine…”

          - “Öyle mi?” diyor. 

          - “Evet aşkım… Fırın gibi amın… Sikimi yakıyorsun…”

          Oturup kalkmaya başlıyor. Her zamanki gibi sikimin üstünde kalça dansı yapıyor orospu. Bitiyorum zevkten… Bir süre böyle devam ediyor. Yoruluyor. Üstüme yatıp kollarını dinlendiriyor. Ellerimle kalçalarını tutup pençeliyorum, alttan sikimi sokup çıkarmaya devam ediyorum. Dinlenince doğruluyor, elimi aramıza uzatıp am dudaklarını aralıyorum, klitorisinin kasık kıllarıma iyice temas etmesini sağlıyorum. İnliyor bir anda…

          - “Ooohhh…” 

          - “Nasıl, güzel mi? Zevk almaya başladın di mi?”

          - “Evet, zevk aldım. Ama şu kıllarını kesmesen daha çabuk zevk alıcam. Kısaltma şunları…” Elini uzatıp yokluyor sikimin dibindeki kılları… “Bak hala uzamadılar. Bir daha kesme sakın… Benim onlar… Onlar uzun olunca daha çok zevk alıyorum. Girip çıkarken okşuyor benimkini…” 

          - “Tamam, senin olsun. Daha da uzamazlarsa gidip hazır uzamışlarından bulurum sana karıcım, merak etme…”

          - “Sapık koca… Senin sikini istiyorum ben… Başkasını değil…”

          - “Hadi kapat gözlerini… Bak altında Behlül var şimdi… Onun kılları uzundur, seni o sikiyor şimdi… Deniz kenarındaki villaya götürmüş seni, sikiyor… Ooohhh…”

          Ses çıkarmıyor, inip kalkmaya devam ediyor. Kalçaları çalkalanıyor, amını dipleyip sürtüyor kasıklarıma… Hareketleri yavaş,

          - “Aşkım, yoruldun sen… Bırak biraz ben sikeyim seni…” diyorum. Hemen iniyor üstümden, yana devriliyor. Bacaklarını aralayıp ıslak amcığını avuçluyorum, okşuyorum. Kıvranıyor.

          İçine giriyorum. Gidip gelmeye başlıyorum. Kalçalarımı sağa sola, öne arkaya yaylandırıyorum. Oohhh.. Nefis… Am duvarları bitiriyor beni zevkten… Bir süre daha bu şekilde sikiyorum karımı… İnliyor zevkten…

          

          Üzerine tüm ağırlığımla bırakıyorum kendimi… Kolumu boynunun altından geçirip omuzlarını sımsıkı sarıyorum. Kollarımın arasında kıpırdayacak, kaçacak yeri yok şimdi. Yüz kiloluk, üstünde gidip gelen, amına bastıra bastıra girip çıkan ağırlığın altında nefesi kesiliyor, ağzını açıp nefes almaya çalışıyor. Bu vaziyette daha tahrik olduğunu hissediyorum, biliyorum. Kulağına eğilip dilimle kulak deliğinde, kulak memesinde dolaşırken fısıldıyorum,

          - “Kim var üstünde şimdi?” diyorum. “Kim sikiyor seni? Kıvanç mı?” Pompalamaya devam ediyorum bu arada… Tempoyu sürekli değiştiriyorum. Kısa kısa, uzun uzun, hızlı hızlı… Sürekli… Durmaksızın… “Yoksa Doktor mu? Söyle… Kim sikiyor seni… Kimin yarrağını yiyorsun?”

          - “Hiç biri… Senin sikini yiyorum… Senin… Geliyorummm…” diyor, kıvranmaya başlıyor. 

          Hay bin Haydar Dümen… Geç boşalma… Veya karımın erken boşalması… Yine hazırlıksız yakalandım. Benim geleceğim yok gibi… Bakayım, biraz daha hızlanıp diplesem orgazm olur muyum acaba? Pompala… Bastırr… Hayırr… Olamazz… Karım orgazm oluyor ve bende tık yok… Uğraşmama gerek yok artık. Biliyorum, gelmez benimki… Karım altımda kıvranıyor hala… Sikimde amının kasılmalarını hissediyorum ama nafile… Terlemişim iyice… Performans? Acil spor yapmalıyım.

          Karım iyice boşalana kadar bekliyorum. Sonra sikimi çıkarıyorum içinden… Prezervatifi çıkarıp atıyorum. Vavvv… Yorulmuşum. Banyoya gidiyorum. Vayy… Bir büyük şişe kadar işiyorum. Demek sebep buymuş… Hay allah… Keşke önce tuvalete girseydim. İdrar kesesi dolu diye mi boşalamadım yine… Sikimi yıkıyorum, temizliyorum. Krem bitmiş. Şampuan alıyorum kremlisinden… Bir parça tuvalet kağıdı… İçeriye geliyorum, yatağa karımın yanına uzanıyorum. Görevini biliyor o da… Biraz sikimi okşayıp öpüyor. Saçları kasıklarımda…

          - “Dilini göster bana…” diyorum.

              

          Gösteriyor kısacık, sonra ucunu dolaştırıyor sikimde… Bizde öyle emme manifoldu gibi ağza alma, emme yok maalesef… Sırf bu yüzden bi gün kaçak et kesecem valla… Kenarından yalıyor, ıslak dilini hissedince kıvranıyorum…

          Sonra şampuandan avucuna alıp sikimi sıvazlamaya başlıyor. Başı eğilmiş, saçları kasıklarımda… Parmakları kaygan kaygan, amcık gibi zevk veriyor. Taşaklarımda ellerinin, dudaklarının sıcaklığını hissedince ben bitiyorum zaten… Kasılmaya, boşalmaya başlıyorum. Hemen yan taraftaki tuvalet kağıdını tutuyorum sikimin başına, menileri boşaltıyorum.

          İşte böyle dostlarım… Bizim evdeki sikişin bugünkü hikayesi böyle… Pek pornolarda seyrettiklerimize, bloglarda yazan hızlı hatunların yaptıklarına, anlattıklarına, sizin yaşadıklarınıza benzemiyor değil mi? Aahhh… Ah…

 

Mutsuz Bir Ev Orospusunun Hikayeleri

        Beş yıllık evli bir kadınım. Bir alışveriş merkezinde çalışıyorum. Kocam da bir fabrikada 3 vardiya çalışıyor. Genelde çalışma saatlerimiz uyuşmuyor, ben çalışırken o uyuyor, o çalışırken ben evde oluyorum. Dolayısıyla düzenli bir seks yaşantımız yok. Üstüne bir de kocamın işinin aşırı ağır olması nedeniyle ayda ya üç, ya dört defa seks yapıyoruz, o da beş altı dakika sürüyor.

          İşyerinde büyük çoğunluk kadın. Sürekli bir şamata, bir gırgır ortamı var. Bütün kadınlar şakayla karışık kocalarıyla, sevgilileriyle yaşadıkları özel şeyleri üstü kapalı da olsa anlatıyorlar. Gece kaç posta yapmışlar, kaç saat sürmüş, adam nasıl yormuş yatakta, nasıl yalamış, kaç değişik pozisyonda yaparlarmış…  

          Ben ise bunların hiç birini yaşamadım. Benim öküz kocam, benim daha amım sulanmadan yarı kalkık sikini amıma sokar, sanki arkasından kovalayan varmış gibi siker ve içime boşalır, ben birşey anlamadan döner götünü horlamaya başlar. Bir gün yine boynunda morluklarla gelen arkadaşlardan biriyle dalga geçip gece kocasının neler yaptığını ağzından alıp kahkahalarla gülüyorlardı.

image

           Kadınlardan biri bana,

          “Sen hiç seksten bahsetmiyorsun, senin seks hayatın yok mu, yoksa utanıyor musun?” diye sordu. Diğer iş arkadaşım, samimi konuştuğum Emine de ona destek verdi,

          “Kız kimden utanıyorsun?” dedi. Ben de,

          “Kadın kadınayız, kimseden utanmıyorum, ama bence siz abartıyorsunuz!” dedim. Emine,

          “Ne abartması kızım, yoksa kocan seninle fazla ilgilenmiyor mu?” diye sordu. Ben de,

          “Yok canım, ne alaka?” dedim. İçimden (daha sizin anlatığınız gibi hiç yapmadık) demek geldi ama söyleyemedim. O gün paydostan sonra Emine,

          “Gel seninle alışverişe gidelim, hem de bir yerde oturur, biraz sohbet ederiz!” dedi, ben de kabul ettim. Kocam öğlen vardiyasında idi ve saat 22:00’de paydos edecekti, eve gelmesi 23:00’ü bulurdu, gelince de duş bile yapmadan kendini yatağa atardı, yani benim eve biraz gecikmemde bir sakınca yoktu. Birkaç mağazayı gezip biraz yorulduk, sonra bir kafeye gidip oturduk.

          Emineyle kahve içip sohbet ederken, kafeye tesadüfen eniştem Hasan da bir arkadaşı ile geldi. Selamlaşıp kısaca hal hatır sorduktan başka bir masaya oturdular, biz Emine ile kendi masamızda sohbete devam ettik. Daha sonra eniştemle arkadaşı kahvelerini içip kalkıp gittiler. Onlar gidince Emine bana,

          “Kız hakiki enişten mi, yoksa sadece bir tanıdık mı?” dedi. Ben de,

          “Ablamın kocası, yani hakiki eniştem, neden sordun ki?” dedim.

          “Kız, enişten yakışıklıymış, benim eniştem olsaydı ona verirdim!”  dedi gülerek.

image

          “Emine sana bir şey soracağım, ama kızmayacaksın!” dedim. O da,

          “Sor kız!” dedi.

          “Gerçekten, hiç kocanı aldattın mı?” dedim. Emine de,

          “Şaka mı yapıyorsun, aldattım tabi! Bak, kocamı her aldattığımda boynuzu büyüseydi, şu kapıdan geçemezdi!” dedi. Ben de,

          “Nasıl başladı?” dedim. Kocasının kendisini dövdüğünü, o da kocasından intikam almak için başkasına kendisini siktirdiğini, ama ondan sonra yabancı yarağın tadını aldığını, onun için şimdi her fırsatta başka erkeklerle sikiştiğini, hatta şimdi kocasının karşısında amının değer bile kazandığını, başka erkeklerle yatmadan önce kocasının amını hiç yalamadığını, ama şimdi kocasının onu sikmeden önce en az yarım saat amını yaladığını söyledi.

          “Peki ya kocan kendisini aldattığını fark etmiyor mu?” dediğimde güldü,

          “Kızım amcığımda sayaç takılı değil ki, nasıl fark etsin? Fakat dikkat edeceksin, sikişirken bazı erkekler köpek gibi ısırıyor, boynunu boğazını morartıyor, işte o zaman sorun olabilir!” dedi.

          Vakit geç olmuştu, eve gitme zamanı gelmişti. Metro ile eve giderken Eminenin dediklerini kafamdan geçiriyordum. Beş senelik evliyim, kocam daha hiç amımı yalamadı. Bazen siki kalkması için ağzıma verir, o zaman amımı eller, ama hepsi o kadar.

image

          Metroda giderken içerideki erkekleri gözden geçiriyordum, hepsi işten geliyordu, hepsi yorgun argındı, hallerinden belli oluyordu. O erkeklerin seks hayatlarının acaba nasıl olduğunu kafamda canlandırmaya çalışırken, birden yanımda ayakta duran eniştemi fark ettim, yüzüme bakıp gülümsedi ve

          “Ne o baldız, dalmış gitmişsin, nerelerdesin, dünyaya geri gel!”  gel dedi, gülüştük.

          Metro iş çıkış saati olduğundan iyice kalabalıklaşmış, insanlar birbirini ezer olmuştu. Korumak için kolumdan tutup kendine çekti. Bir eliyle tutunurken, diğer koluyla belimi çevrelemiş, kendine yapıştırmıştı. Bütün bedenimle ona yaslanmış vaziyette yolculuk yapıyordum. Çok geçmedi, kaçınılmaz olarak kalçamda onun sertliğini hissettim.

          Kaçacak, çekilecek yerim yoktu. İster istemez o şekilde devam ettik. Her sarsıntıda, her kıpırdanmamızda o sertlik kalçalarıma sürtünüp duruyordu. İçim kıpır kıpırdı. Yüzüm kızarmaya, kasıklarım alev alev yanmaya başlamıştı.  Eniştemle bugün tesadüfen ikinci kez karşılaşmamızdı. İster istemez iş arkadaşım Eminenin, (Eniştene verirdim) lafı geldi aklıma, kafam karışıktı. Her şeye boş verdim, gözlerimi kapayıp o anın tadını çıkarmaya karar verdim. Eniştem, sertliğini kalçama iyice bastırarak kulağıma eğildi,

          “Pastanede o yanındaki kadın kimdi?” diye sordu. Dudağı kulak mememe değiyor, ılık nefesi boynumda, içimi ürpertiyordu. Zorlukla kendimi toparlayıp cevap verdim,

          “İş arkadaşım enişte… Neden sordun? Yoksa aklından yaramaz bir şeyler mi geçiyor?” dedim.

          “Yok, öylesine sordum sadece… Bu arada, kocanın senin paydostan sonra o kafeye gittiğinden haberi var mı?”  Bunu neden sorduğunu anlayamamıştım,

          “Bir bayan iş arkadaşımla kafeye gitmemde ne var ki enişte?” dedim. Eniştem yine sırıtarak,

          “Galiba bilmiyorsun baldız, ama o kafeye sikişecek erkek arayan evli kadınlar gelir hep! Nam yapmıştır…” dediğinde çok şaşırdım.

                       

image

          “Valla bilmiyordum enişte! Aman gözünü seveyim kocam duymasın, yoksa dırdırından geçilmez!” dedim.

          “Merak etme baldız… Benim ağzım sıkıdır, kimseye söylemem!” dedi.

          “Peki, sen ne arıyordun orada enişte?” diye muzip muzip gülerek sordum.

          “Anlamışsındır ne aradığımı baldız… Söyletme beni işte…”

          “Ne yani, ablam yetmiyor mu sana?”

          “Yetseydi o kafelerde aranmazdım, ablanın yanında olurdum. Ama bugün karşıma sen çıktın. Artık aramam…”

          Kafam iyice karışmıştı.  Anlaşılan eniştem de o pastanede sikecek karı arıyordu. İyi ama, neden artık aramam demişti? Yoksa…? 

         Bu arada ineceğimiz durağa gelmiştik. İstemeye istemeye ayrıldım eniştemin sıcak vücudundan, indik.  Aynı apartmanda altlı üstlü oturuyorduk ablamlarla… Kısa bir yürüyüşten sonra eve gelmiştik. Asansöre bindik, kapı kapanıp bir iki kat çıkınca, eniştem asansörü durdurup birden beni kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı!

image

          O anda her şeyi unuttum, aklımdan silindi gitti. Eniştemin kollarında kendimi kaybettim. Ben de ona karşılık verdim. Sanki ikimiz de birbirimize susamıştık, sanki dillerimiz birbiri ile kara kucak güreşiyordu. Eniştem elini eteğimin altına sokup amcığımı avuçlayarak tuttu ve

          “Gül, bitiyorum sana, bana bir kere versen dünyalar benim olur!” dedi. Ben de,

          “Oh eniştem… Sen zemin hazırla… Ne zaman, nerede istersen sana veririm enişte… Sana ablam yetmiyor, beni de bacanağın ihmal ediyor. Amcığım yanıyor enişte… Dayanacak halim kalmadı. Söndür ateşimi…” dedim. Eniştem sevinçle asansörün düğmesine bastı, yukarı çıktık, hiçbir şey olmamış gibi evlerimize gittik. Yaklaşık bir saat sonra eniştem aradı,

          “Yarın işten erken çıkabilir misin?” dedi.

          “Çıkarım, neden ki?” dedim. Eniştem de,

          “Ablan yarın işten çıkınca arkadaşları ile kadınlar gününe gidecekmiş. Senin kocan da öğle vardiyasında, çocuklar okuldayken buluşur, sevişiriz. Bu gece senin hayalinle ablanın amına koyacağım!” dedi. Ben de,

          “Enişte, istersen yarın işe hiç gitmem. Ablam nasılsa benden önce çıkıyor evden… Ben de işe gidiyormuşum gibi evden çıkar, direkt senin yanına gelirim!” dedim.

          “Oh, gerçekten yapar mısın baldız?” dedi.

          “Yaparım eniştem!” dedim,  “Senin için her şeyi yaparım. Yeter ki ateşimi söndür sen…” telefonu kapadık. Emine’ye telefon açıp yarın işe gelemeyeceğimi söyledim. Emine de,

          “Hayırdır kız, ne oldu?” diye sordu. Ben de gülerek,

          “Anlatırım ama şimdi olmaz! Bir şey olursa beni idare et!”  dedim kapadım.

          Sonra banyoya girip vücudumdaki bütün kılları ağa ile temizledim, ertesi güne hazırlandım. Kocam geceyarısı eve geldiğinde yine her zamanki gibi yaptı, üstünü çıkarıp pijamasını giyip doğru yatağa gitti ve daha iyi geceler demeden uyumaya başladı.

                      

image


          Kocamı ilk defa aldatacak olmamın ve eniştemle sevişecek olmamın heyecanıyla sabahı zor yaptım. Sabah olup işe gitme saatim gelince kalkıp giyindim ve kocamla vedalaştım. Ben evden çıkarken kocam oturma odasına geçip hemen televizyonun önüne oturdu. Evden çıkınca doğruca ablamların dairesine gittim.

          Eniştemin üzerinde sadece baksır şortu vardı ve siki elinde beni bekliyordu. Dairenin kapısına geldiğim anda kapı aralandı. Ben daha içeri girer girmez dudaklarıma yumuldu. Daha koridorda beni soyarak sütyen külot bırakmıştı. Ayakta boynumu boğazımı öperken kulağıma,

          “Bu gün dağıtıcam senin o kıllı amını baldız!” diyordu. Sütyenimi çıkarıp göğüslerimi uzunca bir süre yalayıp emdi. Sonra önümde çömelerek külodumu da indirdi. Kaymak gibi kılsız amımı görünce, şaşkınlığını ve sevincini gizleyemeyerek,

          “Oh yavrum… Kaymak gibi amcığın… Benim için mi kaymak yaptın amcığını baldız?” diye sordu.

                        

image

          “Tabii ki senin için enişte, o öküz kocama yapacak halim yok ya! Zaten yapsam da kıymetini bilmez!” dedim. Eniştem de,

          “Haklısın baldız!” deyip külodumu tamamen çıkardı ve beni kucaklayarak yatak odasına soktu…

          Beni yatağa sırtüstü yatırıp bacaklarımı iki yana ayırdı ve amcığımı yalamaya başladı. Aman Tanrım, amımın yalanması müthiş zevk veriyordu. O an kocam olacak öküze çok kızdım, beni böyle bir zevkten senelerce mahrum ettiği için. Ama bu daha başlangıçtı, bundan sonra daha kaç kişiye amımı yalatıp siktirecektim. Artık bu kesindi, çünkü yaşadığım kadar daha yaşamayacaktım, onun için hayatımın geri kalanında zamanı iyi değerlendirmeli ve tadını çıkartmalıydım.

          Eniştem deli gibi amıma yalayıp emerken, o sırada sarsılarak orgazm oldum. Eniştem amımın sularını bile yalayıp yuttuktan sonra doğruldu, Baksırını çıkardı ve kazık gibi yarağını elinde tutarak başucuma geldi,

          “Yalama sırası sende baldız!” diyerek yarağını ağzıma soktu.

Mutsuz Bir Ev Orospusunun Hikayeleri

          Sakso işinde fazla tecrübem yoktu, ama eniştemin de yardımı ile çabuk öğrendim. Eniştem kafamı iki eli arasına almış, yarağını taa bademciklerime kadar sokup sokup çıkarıyordu. Uzun sürmedi, eniştem de ağzıma boşaldı ve hepsini yutmamı söyledi. O kadar çok döl aktı ki, hem de bu benim döl ilk yutmam olduğundan biraz midem bulandı. Fakat eniştem gururla,

          “Bak bugün sen geleceksin diye akşam ablanı sikmedim, hepsini sana sakladım!”  dedi. 

          Bir iki dakika dinlenip tekrar sevişmeye başladık. Eniştemin eli benim amımda, benim elim onun sikinde öpüşüyorduk. Derken 69 olduk ve birbirimizi yalamaya başladık. Yarak yalarken amımın yalanmasını daha çok sevdim, fakat uzun sürmedi, amımın suları tekrar akıyordu. Eniştemin yarağı da ağzımda kazık gibi olmuştu.

          Sonunda heyecanla beklediğim an gelmişti, eniştem beni kucakladığı gibi yarrağına oturttu. Ohhh, amıma dibine kadar köklemişti. Kalçalarımı kıvırta kıvırta yarağının üzerinde inip inip kalkıyordum. Eniştem göğüslerimi yoğururken, ben deli gibi zıplıyordum ve inlemelerime hakim olamıyordum. Eniştem göğüslerimi bırakıp götümü parmaklamaya başlayınca artık ben dayanamadım ve çığlık atarak orgazm oldum. Amımın suları çeşme gibi akıyordu, bitmiştim.

Mutsuz Bir Ev Orospusunun Hikayeleri

          Fakat eniştem beni altına alıp sikmeye devam etti. Bacaklarımı omzuna alıp sikti, domaltıp sikti, bir saate yakın hemen hemen her pozisyonda sikti beni. Hatta bakire götümü bile yarağa alıştırdı. Eniştemle sikişirken anladım ki, sikişmek denilen şeyin kocam olacak öküzün yaptığı şeyle hiç alakası yokmuş! 

          Vakit öğlen olmuştu, kocam çoktan işe gitmiş olmalıydı. Eniştemin yarağı götümde, 66 pozisyonunda uzanmış dinleniyorduk. Gözüm kapalı bir halde, götümdeki yarağın ve eniştemin göğüslerimi okşayarak, ensemi, omuz başlarımı öpmesinin tadını çıkarıyordum ki, telefonum çaldı.

          Arayan Emine idi. Şansa bak, kocam işe gidip kendini iyi hissetmeyince istirahat almış ve dönüşte benim işyerime uğramış, benimle görüşmek istemiş. Emine de kocama,

          “Herhalde ara hastalığı veya grip salgını gibi bir şey var, karın da rahatsızlanıp az önce eve gitti!” demiş. Emine bana,

          “Kız nerdesin, ne halt karıştırıyorsun bilmiyorum ama, hemen eve git, kocan eve geliyor!” dedi.

          Telaşla apar topar giyinip hemen eve gittim, pijamalarımı giyip yatağa yattım, üstüme de birkaç battaniye örttüm, rahatsızmışım gibi. 10 dakika sonra kocam eve geldi. İşyerinde rahatsızlandığı için istirahata çıktığını söyleyip, benim neyimin olduğunu sordu. Yorgun olduğumu ve uyumak istediğimi söyledim. Gerçekten de eniştemle sikişmek yormuştu beni. Kocam da pijamalarını giydi hemen yattı…

          Gece yarısından sonra uykumuzu almış halde uyandık. Oturma odasına geçip TV izlemeye başladık. Kocam uydu kanallarını gezerken bir şifreli kanalda takılıp kaldı, porno film oynuyordu. Filmde adamlardan biri kadının amını büyük bir iştahla yalıyordu, diğeri de kadının götünü sikiyordu. Kocama,

          “Bak adam kadının amını ne güzel yalıyor, beş senelik evliyiz sen benimkini hiç yalamadın!” dedim. Kocam,

          “Yalamamı ister misin?” dedi.

          “Neden istemiyeyim, isterim tabi! Ben senin sikini defalarca yaladım, sen neden benim amımı hiç yalamıyorsun!” diye sitemde bulundum.

Mutsuz Bir Ev Orospusunun Hikayeleri

          Kocamın kendini suçlu hissettiği belli oluyordu. Önümde diz çöküp pijamamın altını külodumla birlikte çekti çıkardı. Bir şey fark edecek diye çok korkuyordum. Bacaklarımı ayırıp amcığıma baktı ve

          “Kız bu amcığı kime hazırladın, kaymak gibi yapmışsın!” dedi. Gülümseyerek,

          “Sana hazırladım koçum, iyi yaparsan senden başka kimseye vermem, ama iyi yapmazsan seni boynuzlarım!”  dedim. Bunu nasıl söylediğime kendim de şaşırmıştım. Ama asıl şaşırdığım öküz kocamın tepkisi oldu,

          “Güldürme beni! Sen mi boynuzlayacaksın? Ulan kim naapsın seni? Benden başka kim siker seni?” dedi ve amcığımı yalamaya başladı.

          Kocamın bu lafına çok bozulmuştum, içimden (Kim mi siker beni? Bacanağının siktiği amı yalıyorsun pezevenk!) demek geçti, ama sesimi çıkarmadım…

          Kocam belli ki ilk olarak am yalamıyordu, kim bilir kaç orospunun amını yalamıştı bu ana kadar. Neyse, kocam eniştemin siktiği amımı 15-20 dakika kadar yaladıktan sonra TV’yi kapatıp tekrar yatak odasına geçtik ve orada devam ettik, ben de kocamın sikini yaladım ve sikişmeye başladık. Bir ara kocam beni köpekleme çevirip sikini arkadan amıma soktu, hem amımı sikiyor hem de götümü parmaklıyordu. Amım tam kıvamına gelmişti, fakat orgazm olmama ramak kalmışken birden durdu, sikini amımdan çıkarıp üzerime eğildi ve kulağıma,

          “Götünü sikmemi de ister misin karıcığım?” diye sordu.

Mutsuz Bir Ev Orospusunun Hikayeleri

          Tüm konsantrem bozulmuştu, sinirden cevap bile vermedim. Niyeti belliydi, ne desem götümden sikecekti. Götümü biraz tükürükleyip sikini dayadı. Siki enişteminkinden küçük olduğundan hemen köküne kadar soktu. Ben tabii kocam anlamasın diye,

          “Ahh, çok acıdı!” diye yalandan nağme yaptım. Kocamsa,

          “İlk defa olduğundan acıması normaldir karıcığım!” diyerek götüme iki üç kez gidip geldikten sonra böğürerek, halen eniştemin döllerinin bulunduğu götümün içine boşaldı…

          Kocam sonra her zamanki öküzlüğünü yaptı, beni piç gibi bırakıp, pijamasını giydi ve arkasını dönüp uyudu. Benim orgazm olup olmadığım umurunda bile değildi. Zaten ne zaman umurunda oldu ki? Ama bundan sonra ben yapacağımı biliyorum. Öküzümün boynuzlarını parlatıcam bundan sonra…

          Eniştem en başta, etrafta ayıp, namus, vicdan diye yüzüne bakamadığım ne kadar yakışıklı varsa ipe dizeceğim hepsini…  Artık işyerinde Emine ve diğer arkadaşlara benim de ballandıra ballandıra anlatacak seks maceralarım olacak hep… 

Mutsuz Bir Ev Orospusunun Hikayeleri



 

               37 yaşında evli bir bayanım. Eşim özel bir şirketi olan, zengin bir adam ve bir o kadar da işini seven ve işinden fazla zaman ayıramayan bir erkek… Benim şoförlüğüm yoktu. Eşime her seferinde ben de araba kullanmak istiyorum diye çoğu kez tekrarlamıştım.

              Eşim biraz sinirli birisidir. Bir keresinde öğretmek için binmiştik arabaya, arabayı çarpmıştım ve kızıp bir daha bana öğretmek istemedi. Ben devamlı ısrarcı oluyordum ve bu laflarımdan bıkmıştı. En sonunda onu ikna etmeyi başarmıştım.

               “Tamam, sana bir şoför bulacam öğretsin” dedi.

               “Başkasını istemiyorum, neden sen öğretmiyorsun?”

               “Vaktim yok, bir de gene kızdırırsın beni..”

               “Kimi bulacaksın?”

               “Önce bir ehliyet kursuna yazıl bakalım”

               Özel bir kursa gidip kaydımı yaptırdım ve ilk derslerime başladım. İlk günler sıkılmıştım. Fakat bir iki ders sonra alışmış ve arkadaşlar edinmiştim. Eşim akşamları

               “Dersler nasıl gidiyor?” dediğinde

               “Hep ders ama hiç araba kullanmayacak mıyım?” dedim.

               “Yakında direksiyon dersi başlar, öğrenirsin”

              

               Derste yanımda oturan bir bayan arkadaşla konuşmaya başladık. Daha önce hiç araba kullanmadığını, ama bir direksiyon öğretmeni olduğunu, çok iyi araba kullanmasını öğrettiğini, bana da belli bir ücret karşılığı ders verebileceğini anlattı.

               Ders bitiminde buluştuk o kişiyle…  40 yaşlarında olgun biriydi ve benim de öğrenmek istediğimi söyledi arkadaş… Saat ve ücret konusunda anlaştık. Dersten sonra hemen o gün ilk direksiyon dersimiz başlamıştı. Eşimin arabası gibi değildi,

               “Yerli araba ve bunda öğrenmesi daha kolay…” dedi Cemal bey. Beni direksiyona geçirdi ve anlatmaya başladı. Fren gaz ve debriyaj derken arabayı çalıştırdım. O gün arabayı çalıştırması, kullanması, yürütmesi bir saat boyunca çalıştık. Ertesi gün buluşmak üzere dersi bitirdik, eve geldim. Eşim

               “Neşelisin bugün…” dedi akşam eve gelince…

               “Evet, kurs güzel, bugün araba kullandım…” dedim ve olanları anlattım.

               O gece  yatağa girdiğimde eşimle sevişmek istedim. Fakat o yine hesaplarla ilgileniyordu. Bir haftadan fazla olmuştu yatmamıştık. Öylesine canım sevişmek istiyordum ki… Fakat eşim yorgun olduğunu bahane edip sevişmekten kaçınıyordu. Ben de ısrar etmeyi bıraktım, yatıp uyudum.

                

sexysexnsuch: I’ve become a flasher. Megan x

               Ertesi gün kursa gitmek için hazırlandım. Saclarımı saldım ve kendime özen göstererek, şık bir etek ve gömlek giydim. Kurstan sonra Cemal ile buluştuk. Cemal  bu sefer geniş ve rahat bir yolda araba kullandırmaya başladı. İki gün içinde birbirimize ısınmış, ,kaynaşmıştık. Bir saatle sınırlı kalmamaya başlamıştı derslerimiz. Ben de araba kullanmaktan zevk alıyordum. Her seferinde daha rahat kıyafetler seçiyordum kendime… Eşimle hala bir seks yaşantımız  yoktu ve üstüne üstlük iş gezisine çıkmıştı.

               Cemal ile artık rahat hareketlerde bulunuyor şakalaşıyorduk. Onun da  giyimi değişmişti. Güzel giyiniyor kokular sürüyordu.

               “Yarın size başka bir arabayla öğretmek istiyorum.” dedi ve o akşam ayrıldık.

               Eve gidip güzel bir duş aldım. İçimden ertesi gün sanki başka bir türlü geçecek gibi geliyordu. Güzelce temizlendim, kokulandım, hazırlandım. Ertesi gün kursa gitmedim. Yırtmaçlı dekolte bir elbise, yüksek topuklu ayakkabılarımı giydim. 

              

               Direk olarak Cemal’le buluştuk. Cemal  bu kez  siyah çok güzel bir arabayla gelmişti, camları bile koyu siyah renkteydi.

               “Nasıl, beğendin mi?” diye sordu.

               “Güzel” dedim.

               Arabaya binip beni güzel bir piste getirdi. Yer değiştirdik, direksiyona ben geçtim ve kullanmaya başladım. Ayakkabı topukları yüksek olduğu için eteğimin yırtmacı açıldı. Bacaklarım gözüküyordu ama hiç farkında değilmiş gibi davrandım. Viteslere geçirirken bazen şaşırıyordum. Eliyle elimi tutup göstermeye, yardım etmeye başladı. Elime yabancı bir erkek eli değdiğinde ilk tepkiyle irkildim, içim ürperdi. Yarım saat gezdikten sonra

               “Çok iyi gidiyorsun. Şimdi biraz mola verelim. Hadi bakalım, ödül olarak yemekler benden bugün…” dedi ve arabayı alıp güzel bir yere gittik. Ağaçlar, piknik masaları harika manzaralı bir yerdi. Arabanın bagajından mangal çıkardı. Hazırlıklı gelmiş. Güzelce ateşi yakıp  etleri  pişirmeye başladı. Ben de getirdiği malzemelerle salata yapıyordum. Çimenlerin üzerine güzel bir sofra kurdum. Oturduk ve yemeye başladık.. Cemal yeni kızarttığı bir parça eti eliyle tutup bana uzattı ve

               “İlk sen tadına bak…” dedi ve eliyle ağzıma getirip kendi verdi. Ben de ağzıma aldığımda

               “Oh, çok sıcakmış…” dedim.

               Yere serdiğimiz örtünün üzerinde oturuyorduk. Ayakkabılarımı çıkarmıştım. Çok rahat hareket ediyordum yanında.. Çok samimi olmuştuk. birbirimize şakalar yapmaya başladık. Kendimi adeta bir liseli kız gibi çok heyecanlı hissediyordum.

               Yemekten sonra kalkıp yürümeye başladık. Ağaçların, yeşilliklerin arasında dolaştık. Bir çeşmenin başına geldik. Çeşmeden sürekli akan sular geniş ve derin bir kanala dökülüyor, oradan aşağılara gidiyordu. Ben sıcaktan terlemiştim, hemen suyun yanına gidip yüzümü ensemi yıkamaya başladım, ayaklarımı çeşmenin önünde kanal şeklinde yapılmış suya soktum.

               Cemal de yanıma geldi. O da ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını suya soktu. Beni seyrediyordu. Gülerek,

               “Neden bakıyorsun öyle bana?” diye sordum.

               “Çok güzelsin, çok seksisin… Sana baktıkça bakmak geliyor içimden… Kendimi alamıyorum…” dedi. Utanmış, yanaklarım kızarmıştı iltifatlarına… Şakaya vurdum,

               “Güzel mi, seksi mi? Hangisi?”

               “Hem güzel, hem seksi… Seni şuracıkta çimenlerin üzerine uzatıp sevişesim var… Öyle güzel, öyle seksisin ki…”

               “Hadi ordan… Nerem seksi benim? Kocam bile seksi görmüyor beni, dokunmuyor bana…”

               “O kocanın aptallığı güzelim… Senin her yerin seksi… Bakışların, vücudun, bacakların, göğüslerin…” Gözleriyle sikecek gibi tepemden ayak tırnağıma kadar süzdü beni…. 

               “Terbiyesiz…” dedim gülerek…

               Avucuma aldığım suyu ona atarak ıslattım. O da beni ıslatmaya başladı. Altta kalmamak için çocuklar gibi kahkahalar atarak, ben ona, o bana su atıyorduk. İkimiz de baştan aşağıya ıslanmış, su gibi olmuştuk. Üzerimdeki elbise ıslanmış ve üstüme yapışmıştı. İncecik yazlık kumaşın altında sütyenim, külodum falan belli oluyordu.

               Cemal’in bakışlarının değiştiğini fark ettim. Gülmeyi bırakmış, gözleri ıslak elbisemin altında tüm hatlarıyla meydana çıkan vücudumda dolaşıyordu. Ben de sustum. Bakıştık. Çekindim nedense, sudan çıkmak istedim.  

               Elimi tutup sudan çıkmama yardım ederken sertçe kendine çekti, boş bulunduğumdan vücutlarımız bir birine değdi, öylece kalakaldık. Burun buruna birbirimize bakıyorduk. Cemal eğilerek dudağıma bir öpücük kondurdu. Bekledi. Benden tepki gelmeyince birden dudaklarıma yapışıp kendine çekti. Öyle ihtiraslı ve istekli öpüyordu ki karşılık vermemem elde değildi, ben de onu öpmeye başladım.

               Hafta içi olduğundan çok sakin ve şehre çok uzaktı bulunduğumuz yer, kimseler yoktu. Cemal öpüşmeyi kesip üzerimdeki elbiseyi çıkarmaya başladı. Elimi koluna tutup engel olmak istedim, dinlemedi beni… Zaten benim de engel olmaya niyetim yoktu… Bir hamlede elbisemi çıkardı.

               Üzerimde bir sütyen bir külot kalmıştım. Sarıldı sımsıkı, saçlarımdan tutup kendine çekti, vantuz gibi dudaklarıma yapıştı, öptü. Dili dudaklarımda dolaşıyordu. Sütyenimin kopçasını açıp çıkardı. Yavaş hareketlerle eğildi, çıplak, suyun serinliğiyle tüyleri diken diken olmuş, uçları kabarmış memelerimi avuçladı. Ürperen memelerimde sıcak ellerini hissettiğimde zevkle inledim. Uçlarını parmak uçlarının arasında eziyor, beni inletiyordu. Hele eğilip dudaklarının arasına aldığında bittim. Dudaklarıyla, diliyle adeta işkence yapıyordu bana…

               Sonra aşağıya indi, karnımda dolaştı dudaklarıyla… Elini külodumun iki yanından geçirip aşağıya indirdi. Karşısında çırılçıplak kalmıştım. Dizlerim titriyordu. Elimden tutup hemen oracıkta çimenlerin üzerine yatırdı. Her yerimi öpmeye, okşamaya başladı. Kasıklarımda dolaşan dudakları zevk üçgenimi fethetmeye çıktı, klitorisime dilini değdirdiğinde elektrik çarpmış gibi oldum adeta… Yalayarak, emerek beni orgazma ulaştırdı.

               Sonra ben halsiz yatarken kendisi soyunmaya başladı. Üzerindeki ıslak giysileri çıkardı tek tek… En son  külodunu çıkardı. Önündeki havaya dikilmiş penisi sert, uzun, harika bir şeydi. Dirseğime dayanmış, yattığım yerden onun soyunmasını izliyordum. Yanıma geldi, diz çöktü.

               Aleti burnumun dibindeydi. Uzanıp elime aldım, dilimle yalamaya başladım. Dudaklarımı sonuna kadar açmama rağmen hepsini alamıyordum ağzıma… Çekip bacaklarımı araladı, arasına girdi. O kocaman erkekliğini eliyle tutup amıma sürtmeye başladı. Islanmaya başlayan am dudaklarımın arasında ileri geri yapıyor, klitorisime boylu boyunca sürttürüyordu. Harikaydı, korkunç zevk alıyor, zevkten inliyordum.

               Başını dayayıp içime girmeye başladığında çığlık attım ve dudaklarıma yapıştı. Uzun aleti girdikçe giriyordu. Tamamen girdiğinde içimi doldurmuştu. Gidip gelmeye başladı ıslak kadınlığımda… Başına kadar çekip yeniden giriyor, sonuna kadar içime sokuyordu. Kasıklarımız birbirine yapıştığında vajinamın en dibimde aletinin başını hissediyordum ve müthiş zevk alıyordum. Mutluluktan uçuyordum adeta…

               “Ohhh… Harika… Hızlı… Daha hızlı…” diye çığlıklar atıyor, ellerimle yerdeki çimleri yoluyordum.

               Üzerimden kalkıp yana devrildi. Bu kez ben üstüne çıktım. Havaya dikilmiş sikinin üstüne  oturmaya başladım. Dudaklarımı ısıra ısıra başımı eğmiş, amıma girişini seyrediyordum kalın aletin… Tamamen girdikten sonra bir an durdum, tadını çıkardım içimdeki kalınlığın… Sonra oturup kalkmaya başladım. Zevk duygusu bütün hücrelerimi kaplamıştı. Ellerimi göğsüne koyup destek aldım, aletinin üstünde hoplamaya başladım. O kadar dayanıklıydı ki ben iki kez orgazm olmama rağmen o henüz boşalmamıştı.  O da alttan kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Hareketleri hızlanmaya başladı,

               “Geliyorum…” dedi. Hemen doğrulup sikini amımdan çıkardım. Elimle tuttum, ağzıma alıp yalamaya başladım. Ne patlamaydı… Ağzıma, yüzüme püskürüyordu menileri… Ağzıma gelen bütün menilerini yutum ve dudaklarımın etrafına gelenleri yaladım. Sırt üstü yattım sonra… Sırtımızda çimenler, üstümüzde gökyüzü, ağaçlar… Cemal’e yan dönerek göğsünü okşadım,

               “Ademle Havva gibiyiz…” dedim. Elimi tutup avuç içimi öptü. Sonra dudaklarımı…

               “Evet…” dedi. Uzun uzun öpüştük. Tekrar uyarılmaya başlamıştık ki birilerine yakalanma korkusuyla daha fazla uzatmadan toparlandık, giyinip arabaya döndük. Çok güzel bir gün geçirmiştim. İçimde uyuya kalan kadınlığımı tekrar uyandırmıştı Cemal…

               Cemal’le kurs bitene kadar bu sevişmelerimizi tekrarladık. Cennetimiz olan o piknik yerinde, arabada, Cemal’in evinde… Yarı kurs, yarı, hatta daha çok sevişme derken onun sayesinde ehliyetimi aldım. Eşim araba kullanmamı görünce şaşırmıştı ve kısa bir süre içinde bana araba almak zorunda kaldı. Şimdi güzel bir Golfüm ve güzel bir sikicim var. İki yönden de mutluyum… Kocamın beni sikip sikmemesini kafama takmıyorum artık… O işi yapan bir erkeğim var.

image

          Adım Gül. 26 yaşında, kocamın para kazanma hevesi nedeniyle kendini çalışmaya verdiğinden, neredeyse dul bir kadın gibi yalnız bir yaşam sürüyorum. Artık eşimle kavga etmeyi, yalnız kalma konusunda tartışmayı da bıraktım. On günde bir, ayda bir iki kez yurt içinden, yurt dışından eve gelişlerinde yaşadığımız sevişmeleri saymazsak neredeyse bir rahibe yaşantım var. Henüz maddi olarak hazır olmadığını ileri süren kocamla çocuk da yapmadık.

          İki yıl önce, beni dul kadın gibi yaşatma pahasına kazandığı paralarla bir yazlık aldı. Artık yazlarımı orada geçirmeye başladım. Değişen bir şey olmadı yani… Yaşantım yine yazlıkta, koca yolu gözleyerek geçiyor. Hatta daha kötü oldu. Yolun uzunluğunu bahane ederek ayda bir gelmeye başladı. Etrafımdaki erkeklere gözüm kayıyor, niyeti bozuyorum bazen ama kendimi tutuyorum, şimdiye kadar aldatmadım kocamı…

          Yazlıkta geçen ilk yılımda yandaki komşum Aylin ve erkek arkadaşı Tayfun ile tanışıp onlarla zaman geçirdim. Kısa sürede kafa dengim olan Aylin’le çok sıkı bir arkadaşlık bağı kurduk. Aylin çok zeki biri ve Tayfun gibi bir erkek arkadaşı olduğu için de çok şanslı bir kadın. Sevgilisi yakışıklı ve esprili biri. Açıkçası Aylin’i çok kıskanıyordum.

          Tayfunun güzel bir teknesi vardı, her hafta Cuma yazlığa gelir ve Cumartesi günü sabahtan hep beraber balığa çıkardık. Tayfun bu hobiyi bana ve Aylin’e de aşılamıştı. Hafta içi Tayfun olmadığından, Aylin’le ben hep gezer tozardık. Genelde seks konularını konuşur, gülüşürdük. Aylin yeri gelir, Tayfunla yatakta yaptıklarını anlatır ve arada bir bana,

          “Sen nasıl dayanıyorsun kızım erkeksizliğe? Koca yolu gözleyip duruyorsun. Günlerce yarak yemeden durulur mu? ” diye takılırdı.

                       

image

          Bir cuma günü Aylin bana, annesinin hastalandığını ve acilen İzmir’e gitmesi gerektiğini söyledi,

          “Tayfun bu akşam yazlığa gelecek Gül, yemek konusunda ona yardımcı olursan sevinirim. Elinden geldiğince de göz kulak ol, neme lazım, başkasıyla falan takılır, onu elimden kaçırmak istemiyorum!” dedi. Ben de,

          “Sen merak etme!” dedim. Akşam Aylin İzmir’e gittikten iki saat sonra Tayfun geldi. Ben de onların yazlıkta güzel bir yemek hazırlamakla meşguldüm. Tayfun’un hafta sonları rakı içtiğini bildiğim için, birkaç da meze hazırladım.

                       

image

O gün üzerimde bir mini etekle tişört vardı ve içime sütyen takmamıştım. Tayfun ile hem sohbet ediyor, hem de masayı kuruyordum. Masaya eğildiğim zaman Tayfun gözlerinin göğüslerimde olduğunu fark ettim. Doğru söylemek gerekirse bu oldukça hoşuma gitmişti.

          Yemeğe oturduk ve ben de onunla beraber iki kadeh rakı içtim. Sohbetimiz dönüp dolaşıp, ilişkilerden açılmış, konu benim yalnızlığım üzerinde yoğunlaşmıştı. İçkinin de etkisiyle açık açık konuşmaya başlamıştık. Tayfun bana, yalnız yaşamanın hoş olmadığını, 26 yaşında güzel bir kadının seks yaşamının olmamasının kötü olduğunu, durumuma üzüldüğünü filan söyledi. Ben

          “Evet haklısın, ama her şey senin yüzünden…” Şaşırıp yüzüme baktı merakla, “Eğer erkek arkadaş edineceğim zaman seni kriter olarak göz önünde tutmasaydım, şimdiye kadar çoktan kocamı sepetleyip birini bulmuştum!” dedim.

image

          Tayfun bu sözden çok memnun olmuş, bana daha bir alıcı gözle bakmaya başlamıştı. Yemeğimiz bitmiş, bu arada saat epeyce ilerlemişti. Ben sofrayı kaldırarak, artık gitmem gerektiğini söyledim. Ertesi gün her zamanki gibi beni tekneyle balık avlamaya davet etti. Ben de kabul edip, sabah buluşmak üzere sözleşip ayrıldım oradan.

          Sabah olunca bikinimi giydim ve üzerime de çok kısa olan mini eteğimi giydim. Beraberce tekneye binip açıldık. Tayfunun teknesi aslında mini bir yat gibiydi. Bir kabini, iki yatağı vardı ve hatta küçük bir buzdolabı bile vardı. Sakin bir koyda demir attık. Öğlene doğru balık avlamaktan canım sıkılmıştı ve güneşten de pişmiştim.

          “Ben yandım Tayfun, denize giriyorum” diye seslenerek teknenin suya inen merdivenlerine yöneldim. O anda aklıma denize üstsüz girmek geldi. Tayfuna bir sakıncası olup olmadığını sorduğumda, memnun olmuş bir ifadeyle,

          “Hayır, hiç sakıncası yok, zaten ıssız bir koydayız, nasıl olsa kimse göremez!” dedi.

          Bikinimin üstünü çıkarıp suya bıraktım kendimi. Tayfunun beni görebileceği yerlerde yüzmeye çalışıyordum. Amacım tabi ki Tayfunun ilgisini daha fazla çekmekti… Denizin soğuk suyu beni kendime getirmişti. Tekneden beni seyrettiğini bilmek de içimde hoş duygular yaratmaya başlamıştı.  Suyun içinde taklalar atıyor, bikini altımı ve kalçalarımı sergiliyor, sırt üstü hareketsiz suyun üstünde yatarak, soğuk suda uçları mermi gibi olmuş memelerimi Tayfun’a göstermeye çalışıyordum.

                       

image

Bir süre sonra Tayfun’a seslendim,

          “Su harika, sen de gelsene!” dedim. Tayfun,

          “Tamam, ama ben de altsız yüzeceğim!” deyip, mayosunu çıkarınca, biraz şaşırmış ve biraz da heyecanlanmıştım. Yaklaşık bir ay olmuştu, yarak görmemiştim. Tayfun çırılçıplak suya atlayarak yanıma kadar yüzdü ve

          “Haydi Gül, sen de altını çıkar, nasıl olsa kimseler yok!” dedi. Ben de,

          “Çılgınsın sen! Yapamam…” diyerek kahkahalar attım, ondan uzaklaşmaya çalıştım. Sonunda ısrarlarına, alaylarına dayanamadım, bikinimin altını çıkarıp tekneye fırlattım. İkimiz de çırılçıplak, uzunca bir süre yüzüp, şakalaştık. Arada bir bana sarılıyor, yüz yüze geliyorduk, göğsü göğüslerime, siki de göbeğime değiyordu. Artık ikimizin de gözü alışmış, çıplaklar kampındaymışız gibi rahat hareket etmeye başlamıştık… Daha sonra ilk kendime gelen ben oldum ve

          “Hadi çıkalım artık, ben acıktım!” dedim.

          Tekneye önce ben çıkarken, hareketlerimi ağırdan alıp, alttan beni seyretmesine imkan verdim. Tekneye çıktığımızda bana vücudumun çok güzel olduğunu söyledi. Teşekkür ettim. Bikinimi giymek üzere uzanırken benden atik davranıp elimden kapıverdi.

          “Hadi… Lütfen, bir saattir nudizm takılıyoruz. Etrafta kimseler de yok… Bırak, giyinmeden çıplak geçirelim günümüzü… İlk insanlar gibi…

          Gülerek kabul ettim ben de… Üzerimize hiçbir şey giymeden, dolaptan yiyecekleri çıkardık, iki tane de soğuk bira açtık. Masada çırılçıplak bir vaziyette yemeğimizi yiyerek biralarımızı yudumlamaya başladık. İkinci biralarımızı içerken Tayfun oturduğu yerden kalkıp, yanıma geldi oturdu. Siki kalkmıştı ve ben utanmayı falan bırakmış, heyecanla onun sertleşmiş sikine bakıyordum.

          Tayfun da nereye baktığımı görmüştü. Gülerek sikini tutup parmaklarının arasında sıktı. Denizin soğuk suyu içinde normal duran penisi kanla dolmuş, damarları parmak gibi kabarmış, başı mosmor olmuştu bu hareketiyle… 

          “Onu çok azdırdın güzelim! Bu güzel deniz tanrıçası gibi seksi vücudunu gördükçe azdı” dedi.

          “O mu beni, ben mi onu azdırdım bilemiyorum Tayfun” dedim gülümseyerek…

image

          Daha fazla dayanamayıp elimi uzattım, sikini parmaklarımla kavrayıp sıcaklığını hissettim ve aşağı yukarı sıvazlamaya başladım… O da uçları dikilmiş, sertleşmiş göğüslerimi okşarken ateşli bir şekilde öpüşmeye basladık. Daha sonra boynumu öpüp yaladı, oradan da göğüslerimi yalamaya, emmeye başladı.

          Elimdeki siki taş gibi olmuş, damarları atıyordu. Tayfun bir elini de amıma götürüp okşayınca, benim nefes alış verişlerim hızlanmaya başlamış, hafif hafif inliyordum. Tayfun ayağa kalkıp,

          “Haydi kamaraya girelim Gül!” dedi, elimden tutarak beni kendine çekti. Belime sarıldı, merdivenleri inip kamaraya girdik. Sabırsızlıkla yatağa yatırıp bacaklarımı iki yana ayırdı, amıma yumuldu. Amımı yalayıp, diliyle amımı sikerken, bir parmağı da arka deliğimin girişini zorluyordu.

          Ben de onun sikinin tadına bakmak istiyordum, üzerine çıkıp, 69 pozisyonuna geçerek, o muhteşem sikini aç kalmışçasına emmeye başladım. Bir aşağı, bir yukarı sikini ağzıma alırken, taşaklarını da okşamam çok hoşuna gitmişti. O da dilini amıma, bir parmağını da götüme sokup çıkarıyordu… Daha fazla dayanamadım, ona yalvararak,

          “Lütfen, sikini amıma istiyorum!” dedim.

          Beni serbest bırakınca, yüzüm ona dönük vaziyette sikinin üzerine oturdum. Zaten kayganlaşmış amıma bir oturuşta girivermişti siki. Uzun bir süre üzerinde oturup kalktım. Sikini sonuna kadar içime alıyordum, o da göğüslerimi sıkıp okşuyor ve alttan sikini amıma bastırıyordu. Çok geçmeden titremelerle orgazm olmaya başladım. O kadar harikaydı, o kadar uzun bir orgazmdı ki, anlatamam.

image

          Daha sonra beni yatırıp, o üstüme geçti. Hem amımı sikiyor, hem de göğüslerimi yalıyor, beni zevkten çıldırtıyordu. Tayfun hareketlerini hızlandırınca boşalacağını anlayıp,

          “Lütfen içime boşalma hayatım!” dedim, çünkü hamile kalmaktan korkuyordum. Zaten onun da öyle bir niyeti yokmuş, boşalacağı an içimden çıkıp, başucuma doğru geldi ve

          “Hadi bebeğim aç ağzını!” dedi. Niyetini anlamıştım, döllerinin tadına baktırmak istiyordu. Bunu kocam da severdi. Alışık olduğum için ağzımı açıp, ellerimle de kalçalarını okşayarak boşalmasını bekledim. Siki elinde birkaç sıvazlama hareketi yaptıktan sonra inleyerek döllerini ağzımdan içeri fışkırtmaya başladı. O kadar çok boşalmıştı ki, resmen ağzım dolmuş, döller dudaklarımın kenarlarından dışarıya taşmıştı. Hepsini yutmak zorunda kaldım. Ardından sikini ağzıma sokup çıkararak kalan son damlaları da temizletti bana.

          Çok hoşuma gitmişti, ama halen azgındım. Tayfun yanıma uzandı ve birbirimize sarılıp dinlenmeye koyulduk. Bundan sonra erkeksiz değildim, istediğim zaman beni yatağa atacak birisini bulmuştum. Bu arada konuşuyorduk. Tayfunun anlattığına göre, Aylin hiçbir zaman ağzına boşalmasına izin vermiyormuş. Ayrıca Aylin, Tayfunun anal seks isteklerine her zaman ters cevap vermiş.

                        

image

          Aylin bana bunlardan hiç bahsetmemişti, böyle bir erkeğin isteklerini nasıl karşılamaz anlayamadım. Ben kocamla yaşadığım cinsel yönden mutsuz evlilik nedeniyle iyi erkeğin değerini bilirim. O yüzden karar verdim, ona arka deliğimi de tatma fırsatını verecektim.

          Dudaklarından öperek, boynunu boğazını yaladım, ordan göğüs uçlarını, ardından göbeğini, ordan taşaklarına geçip yalamaya başladım. Tayfunun siki çoktan hareketlenmişti. Taşaklarını yalamaya devam ederken, bir elimle de sikini aşağı yukarı çekiyordum. Siki iyice kalktıktan sonra,

          “Götümü sikmek istiyor musun?” dedim.

          “Deli misin, istemez miyim hiç?” diyerek, sevinçle hemen yerinden doğruldu.

          “Ama ilk olacak…! Nazik olursan sevinirim… Canımın yanmasını değil, zevk almak istiyorum.” dedim ve domaldım.

          “Tamam aşkım!” diyerek kalçalarımı iki eliyle ayırıp, arasına yumuldu.

          Diliyle bir amıma, bir götümün deliğine darbeler atıyor, arada bir dilini götüme sokmaya çalışıyordu. Daha sonra bir parmağını götüme sokup çıkarmaya başladı. Parmağının temasları zevk vermeye başlamıştı. Göt deliğimin yavaş yavaş açıldığını, genişlediğini hissediyordum.

          Ardından ikinci parmağını da sokup çıkarmaya başladı. Bu bana biraz acı veriyordu, ama arada bir söylediği tatlı sözler beni tekrar motive ediyordu. Bir süre parmaklarıyla girip çıktıktan sonra, genişleyen göt deliğime sikini dayadı ve yavaş yavaş ittirmeye başladı. Sikinin başı girince çok acımıştı, bir süre öyle beklemesini söyledim. Biraz bekledi ve ben,

          “Tamam, devam et!” deyince, kalanını da sokup, kenetlendi arkama.

          Biraz da öyle bekledikten sonra götüme girip çıkmaya başladı. İlk başlarda acı vermesine rağmen, alıştıktan sonra ben de zevk almaya başlamıştım. Götüme hızlı hızlı girip çıkmaya devam ederken, bir ara beni kendine doğru çekip doğrulmamı sağladı ve bir eli göğüslerime, diğeri de amıma yöneldi. Bir anda üç hassas noktamın uyarılması benim orgazm olmama yetmişti. O da bir süre sonra inleye inleye götüme boşaldı ve siki ininceye kadar da götümü sikmeye devam etti.

image

          Daha sonra toparlandık. Tayfun teknede duş alırken, ben hemen denize atladım ve biraz serinledim. Denizden çıktığımda, Tayfun biralarımızı yenilemişti. O gün teknede akşama kadar çırılçıplak kaldık. Sarmaş dolaş oturup sohbet ettik, öpüştük, elleştik, seviştik ve sikiştik. Akşam beni yazlığa bırakırken, bu yaşadıklarımızı Aylin’in bilmemesi konusunda ikimiz de hemfikirdik. Yazlıktan ayrılırken bana bu güzel gün için teşekkür etti. Ben de ona elbette…

          Aradan çok zaman geçmesine rağmen bir daha görüşemedik ve mesajlarıma da cevap vermiyordu. Aylin’le beraber çektiğimiz video kayıtlarını izleyip duruyordum. Görüntüsünü ekranda görerek, sesini duyarak o muhteşem seks günümüzü anıp kendimi tatmin ediyordum.

          Sonunda dayanamadım ve bir gün her şeyi göze alıp işyerine gittim. Bana, artık ciddi ilişkiler yaşamak istediğini, ama Aylin’le arkadaş olduğum için bunun benimle olamayacağını, çok üzgün olduğunu ve bundan sonra bir daha öyle bir şey yaşayamayacağımızı söyledi. Üzüldüm, ama onun bu kararına da saygı duydum. Yapacak bir şey yoktu. Yaz bitmişti zaten… Yine şehre, kocamla yaşadığım yavan, mutsuz yaşamıma geri döndüm.

image

Mutsuz Orospu

               Bir gün sabahtan kocamı işe gönderdim. Benim de birkaç parça bir şeyler almak için erkenden çarşıya gitmem gerekiyordu. Ancak orada, o karmaşada arabayı park edecek yer bulamam diye otobüsle gitmeye karar verdim. Evden çıktım ve durağa gittim. Birinci otobüse kalabalık yüzünden binemedim. İkincisine de… Ama üçüncü geldiğinde bu saatte otobüsler demek ki böyle diyerek kalabalığa karışarak ben de itiş kakış bindim.

               Sanki özel arabamla gidecekmişim gibi giyindiğime pişman olmuştum bile… Üzerimde ince kumaştan mini dekolte bir elbise, yüksek topuklu iskarpinler, siyah ince külotlu çoraplar… Kapı zar zor kapandığında ben neredeyse otobüsün ortalarına kadar ilerleyebilmiştim.

               Ama o kadar kalabalıktı ki… İnsanlar ayakta balık istifi gibi neredeyse üç dört sıra olmuşlardı. Bir süre yol aldıktan sonra, arkamda bacaklarımın arasında bir sertlik hissettim. Sinirle arkama dönüp baktığımda sinirim geçti. Çünkü arkamda bana sırtı dönük bir lise öğrencisi vardı. Elindeki çantasının köşesi benim bacaklarıma değiyordu. Bundan çocuğun bile haberi yoktu.

               Az sonra çantanın köşesi otobüsünde sallanmasıyla arkamdan önüme kadar tüm bacak arama sürter olmuştu. Hoşuma gitmeye başlamıştı. Ne de olsa çantanın sahibi dahil kimse farkında değildi olayın… Bir ara çanta tam arka deliğimin hizasında durdu. Ben de kendimi bastırıyordum artık çantaya…

              Ancak o an bir şey fark ettim. Otobüs bir duraktan yolcu almak için durmuştu. Ancak çanta hala arkama bastırıyordu. Demek ki yumurcak bunu bilerek yapıyordu. En fazla lise bir öğrencisi bu çocuk sabah sabah beni çantasıyla sırılsıklam yapmıştı.

               Otobüs yeniden hareket ettiğinde bu kez sol kalçamda bir el hissettim. Dönüp baktığımda, kalçamı elleyenin çanta sahibi çocuğun yanındaki arkadaşı olduğunu gördüm. Elini ters çevirmiş, kalçamın sol tarafını avuçlamaya çalışıyordu. Çantanın sürtmesiyle ıslanan kadınlığım tepki vermeme engel oldu. Aksine hoşuma gitmişti ellenmek, kalçamı okşayan elin sıcaklığı…

               Çok geçmeden kalçamın sağ tarafına da bir el daha yanaştı. Üçüncü arkadaşları da olaya girmişti. Bunlar üç talebe resmen beni elliyor, taciz ediyorlardı. Popomun iki tarafında birer el ve durmadan arkama baskı yapan bir çanta… Hatta çantanın baskısıyla iç çamaşırımın küçük bir parçası kalçalarımın arasına sıkışmıştı.

             Gözlerim kaymaya başladı zevkten… Kendimi tutmak için dudaklarımı ısırıyordum. Dayanamayacağımı, yavaş yavaş orgazma yaklaştığımı anlayınca korktum. Orgazm olurken kendimi kaybeder, mutlaka ses çıkarır, en azından yüksek sesle inlerdim. Bunu göze alamazdım. Rezil olmamak için ilk durakta telaşla, insanlara çarpa çarpa kapıya yaklaşıp kendimi otobüsten aşağı attım.

               Derin bir nefes alıp kendime gelmeye, üstüme başıma çeki düzen vermeye çalıştım. Aslında ineceğim durağa epey vardı. Tam bir taksi çağıracaktım ki, bir de baktım bizim üç afacan da otobüsten inmişler, koşarak bana doğru geliyorlar. Temiz yüzlü, efendi tipli çocuklardı. Otobüste bana yaptıkları sarkıntılığı bunların yaptığına kimse inanmazdı.

               Direkt yanıma geldiler.  Meraklanmaya başlamıştım. Ne yapmak istiyordu bunlar böyle? Etrafıma bakındım… Kalabalık… Herkes bir telaş sağa sola koşturup duruyor. Bu kalabalıkta bir zarar veremezler bana… Rahatladım. İçlerinden bir tanesi,

               “Merhaba…” dedi. Ben de,                

               “Merhaba” dedim. “Ne oldu, ne var çocuklar? Az önce bana yaptıklarınız yetmedi mi?”  İçlerinden bir tanesi utana sıkıla,             

               “Şeyy… Özür dileriz.” Durdu, sonra cesaretini toplamış gibi bir nefeste, “Kaç para?” diye sordu.

Mutsuz Orospu

               Bu soru karşısında resmen şok olmuştum. Kulaklarıma inanamıyordum. Benim tacizlerine ses çıkarmamamı yanlış yorumlamışlar, beni para karşılığı kendini satan bir fahişe zannetmişlerdi. Önce yüzüm kızardı, tersleyecektim. Ama sonra şeytan engel oldu bunu yapmama… Az önce ellenip taciz edilmem yeterince tahrik etmişti beni… Bacaklarımın arası sırılsıklamdı. Kendimi her şeye hazır hissediyordum. Kendimi çabuk toparlayıp muzurca gülümsedim ve

               “Asıl sizin kaç paranız var bakalım? ” dedim. Bunlar hemen aralarında konuşmaya başladı. Sanırım para hesabı yapıyorlardı. Kısa bir görüşme sonrası neticeyi söylediler,                

               “Elli liramız var…” Gülümsedim. Acemiler, benim gibi bir kadın için yeterli olduğunu düşünüyorlardı herhalde bu paranın… Umurumda değildi zaten söyleyecekleri rakam… Ne söyleseler kabul edecektim…

              “İyi tamam o zaman… Nereye gideceğiz?” dedim. Bir tanesinin anne ve babası çalıştığı için evleri akşama kadar boş oluyormuş. Onlara gidebileceğimizi söylediklerinde,

               “Haydi o zaman, işimize bakalım, bir an önce gidelim.” dedim. Kendime, yaptığım şeye inanamıyordum. Tamam, kocamdan önce, sonra epey erkekle beraber olmuştum, kocamı boynuzlamıştım. Ama ilk defa bu işi parayla, pazarlıkla yapmak üzereydim. Hem de üç lise öğrencisiyle…

               Bir taksiye atlayıp evlerine gittik. Üçü de susup oturdular takside… Heyecanları yüzlerinden belli oluyordu. Hayatlarında bir ilk yaşıyorlardı onlar da… Gittiğimiz çocuğun evi bahçe içinde, güzel bir evdi. İçeriye girdik. Sanki profesyonel bir fahişeymişim gibi davranmaya çalışarak,              

               “Yatak odası nerede?” diye sordum. Ev sahibi oğlanın gösterdiği odaya girerken, “Siz dışarı çıkın ben çağıracağım” dedim.

Mutsuz Orospu

               Aynanın karşısında soyunmaya başladım. Üzerimde sadece külotum kalmıştı. Aynada kendime baktım. Fena değildi. Kendime bakmanın, sporun, rejimin yararlarını görüyordum şimdi… Güzel, biçimli bir kadın vardı aynada… Makyajımı tazeleyip saçımı fırçaladım, yatağa uzandım. Boş gözlerle tavana, etrafa, bu yabancı yatak odasına, eşyalara bakıyor, olanlara inanamıyordum. Resmen fahişelik yapıyordum. Hem de elli liraya… Beş dakika kadar bunları düşündükten sonra dışarıya,

               “Biriniz gelsin…” diye seslendim. Çocuklardan biri içeri geldi. Hala üzerinde lacivert ceket, gri pantolon, kravatlı okul kıyafeti vardı. Gülümsedim. “Neden soyunmadın sen bakalım daha?” dedim.

               Bunun üzerine çocuk telaşla soyunmaya başladı. Benden çok utanıyordu. Az sonra eliyle heyecandan yarı sertleşmiş sikini kapatmaya çalışarak ayakta duruyordu karşımda… Elimi uzatıp yanıma gelmesini işaret ettim. Geldi. Sikini kapatan elini tutup yanıma çektim. Çırılçıplak yanıma uzandı.

              Benimle beraber tavana bakıyordu. Bir kolumun üzerinde doğruldum ve çocuğun göğsünü okşamaya başladım. İşaret parmağımla daireler çiziyordum. Yavaşça elimi erkekliğine götürüp kavradım ve okşamaya başladım hafifçe… Bunu yaparken adını sordum. Sikini okşamamdan aldığı zevkle kıvranarak,

               “Ayhan…” dedi. Eğilip dudaklarından öptüm. Kırmızı rujum dudaklarına bulaşmıştı… Tekrar öptüm. Güzeldi dudaklarının tadı…

               “Kaç yaşındasın Ayhan?”

               “Onaltı…” Bunları konuşurken bir yandan da parmaklarımın arasındaki aleti iyice kalkıyordu.

                “Sizin adınız ne?” diye sordu merakla…

               “Gül…” dedim. “Peki kaç kızla yattın bugüne kadar?”

               “Hiç…” dedi. “Hepimizin ilk olacak…”

               Bu hoşuma gitmişti. Üç ufaklık da benimle milli olacaklardı. Onlara muhteşem bir ilk yaşatmaya karar verdim. Dudaklarını iyice somurduktan sonra öpe öpe aşağıya kayıp organına yaklaştım. Çok yavaş hareket ediyordum.

               Baş tarafını bir kere yalayıp tadına baktım önce. Fena değildi. Sonra dilimi bir kaç kere gövdesinde gezdirdim. Ardından sadece baş tarafının ön kısmını ağzıma soktum ve emmeye başladım yavaşça. İyice sertleşmişti. Bir yandan da elimle aşağı yukarı yapıyordum.

Mutsuz Orospu

               Bu şekilde iki üç dakika emdikten sonra birden ve sert bir şekilde hepsini ağzıma aldım. Dudaklarım kasıklarına yapıştığında elinde olmayarak derin bir

               “Oohh…” çekti çocuk…  ”Gül ablaa…”

               Sonra başımı aşağı yukarı hareket ettirmeye başladım. Tüm gücümle emerek yukarı çıkıyor, baş tarafına geldiğimde dilimi üç dört tur ucunda çeviriyor sonra yine emerek aşağıya kadar iniyordum. Sağ elimle başım yukarıdayken boşta kalan kısımlarını okşuyor, sol elimle de yumurtalıklarını çok hafifçe sıkıp bırakıyordum. Dilime ucundan bir damla sıvı geldiğinde çok yaklaştığını anladım. Kıvranıyordu.

               “Ohhh… Abla, ben geliyorum galiba…” dedi.

               Aletini ağzımdan çıkarmadan evet anlamında başımı salladım ve sadece erkekliğin baş tarafını emmeye başladım. Dilimi de baş tarafının altında ki o tatlı girintiye getirip usulca yalamaya başladım. Ama sağ elim motor gibi hızlı mastürbasyon yapıyor, sol elimle de yumurtalıklarını okşuyordum. Sanki sağıyordum onu.

               Artık dayanamadı ve ilk fışkırması boğazıma çarptı. Dilim başının altında olduğunda her fışkırmasında direk olarak yutuyordum. Beş altı fışkırmadan sonra kısa bir süre daha yaladım ve ağzımdan çıkardım. Tertemizdi… Tamamen emerek yutmuştum onu…

               “Hoşuna gitti mi?” diye sorduğumda nefes nefese evet anlamında başını salladı. “Haydi bakalım git ve sıradaki arkadaşını çağır” dedim.

               Beş dakika sonra ağzımda başka bir afacan vardı. Üçünü de sırayla aynı şekilde, aynı tarzda ağzıma boşalttım. Ben daha hiç boşalmamış resmen kuduruyordum. Boşalan dışarıya çıkıyordu. Üçüncüyü de boşalttıktan sonra sırtüstü yatıp biraz dinlendim. Elimi külodumun içine attım, parmaklarım su içinde kaldı. İyice azmıştım, kıvranıyordum. Baktım gelen giden yok,

               “Neredesiniz çocuklar?” diye seslendiğimde üçü birden odaya geldi. Hepsi çırılçıplaktı. Erkekliklerine baktım. Ayhan boşaldıktan sonra diğerlerine nazaran daha çabuk sertleşmişti. Bacaklarımı açıp ona

               “Haydi gel canım…“ dedim. Diğerleri odadan çıkmaya hazırlanırken, “Hayır, çıkmanıza gerek yok. Kalabilirsiniz… Bizi seyredin işte, nasıl yapacağınızı öğrenirsiniz bize bakarak…”  dedim gülümseyerek…

               Bunu üzerine yatağın yanında durup Ayhan’la ikimizi seyretmeye başladılar. Ayhan beceriksizce içime sokmaya çalışıyor ama hizasına bile getiremiyordu. Canım benim… Elimle yardımcı oldum ona…

Mutsuz Orospu

               “Haydi sok şimdi aşkım…” dedim. Birden yüklendi, körpe ama uzunca sikini bir hamlede benim otobüsten beri akan sularımdan kayganlaşmış amıma gömdü. Bu sefer içten gelen bir inleme benim dudaklarımdan döküldü,

               “Ohhhh…” diye inleyerek bacaklarımı iyice açıp bacaklarına doladım ve ellerimle de kalçalarını avuçlayıp kendime daha çok bastırmaya başladım. Özellikle kalçalarını içime ittiğinde minik poposunu avuçluyordum. Daha önce bir kere ağzıma boşaldığından iyi dayanıyordu.

               Zevkten yarı kapalı gözlerimi açıp baktığımda, diğer oğlanların kalkmış siklerini okşayarak bizi izlediklerini gördüm. Şehvetle parlayan gözlerini kırpmaya korkarak benim sikişmemi izliyorlardı.  İlk orgazmımı o anda yaşadım. Bacaklarımı sarıp hırsla kalçalarını kendime çektim. Feryat kopararak boşalmaya başladım.

               ”Ahhhh… Geliyorum… Ohhh… Çok güzel… Hadi… Sik beni… Pompala… Böyle… İşte böyle…” diye diye kalçalarım inip kalkıyor, yatağı dövüyordu. Ayhan da bana ayak uydurmaya çalışıp zevkten dudaklarını ısırırken o da içime patladı. Kasıklarımı sıkıp gevşeterek içimde sikini sağıyor, aldığı zevki yükseltmeye çalışıyordum.

               Döllerini akıtması bitince kalktı ve yerine hemen Murat geçti. Onu da aynı şekilde boşalttıktan sonra Altan aldı sırayı ikinci ve en şiddetli orgazmımı Altan’la, yine bağıra çağıra yaşadım. Nefes nefeseydim. Bir sigara yaktım yatakta… Çocuklara da verdim.

               “Ee? İstediğiniz oldu mu? Bir ağzımdan, bir de kadınlığımdan becerdiniz beni…” dedim. Murat,

               “Pek değil…” dedi.

               “Nasıl yani? Daha ne istiyorsunuz?”

               “Arkadan da yapalım… Filmlerde hep görüyoruz. Onu da öğret bize…”

               “Peki, yapalım bakalım afacanlar…” dedim gülümseyerek… Sigaramı söndürüp yatağa yüzükoyun yattım. Kalçalarımı havaya kaldırıp iki yana salladım beklentiyle… 

               “Haydi bakalım kim gelecekse gelsin önce…” dedim. Murat kalktı. “Ama bak, dediklerimi harfi harfine yapacaksın yoksa canım yanar” dedim.

               “Tamam…” dedi. Elini tutup önüme geçmesini sağladım. Sikini güzelce, ıslak ıslak yaladım, ıslattım. Sonra arkaya gönderdim onu… Arkama geçip üzerime eğildi. Sağ avucumu dilimle iyice tükürükleyerek uzatıp arkamı da ıslattım ve erkekliğini tutup arkama dayadım. Sonra elimi çektim.

               “Şimdi hafifçe bastır…” dedim. Biraz itince canım yandı. İkimiz de nefes nefeseydik ve öbür iki ufaklık heyecanla bizi seyrediyorlardı.

               “Dur! Canım yandı. Geri çek biraz…”

               “Tamam.”

               “Haydi bir daha dene. Ama yavaşça…”

               Bu arada kendimi iyice gevşettim ve kalçamı havaya kaldırdım. Yeniden ittiğinde çok canım yandı.

               “Ahhhhh dur dur dur. Bekle, sakın itme daha. Çıkarma da ama, o şekilde bekle.”

               “Tamam bekliyorum. Durdum.”

               Başı girmişti birden. Deliğimin alışmasını bekliyordum. Yaklaşık 30 saniye bu şekilde kaldık. Sonra;

               “Tamam yavaşça it şimdi.” Biraz daha ilerledi arkamda.

               “Dur canım yanıyor. Biraz geri çek ve yeniden it ama bundan fazla ileri sokma.”

               “Tamam Gül Abla, anladım.”

               Abla demesine gülesim geldi bir ara. Hem abla diyor hem arkadan beceriyor… Dediğimi yaptı. Sürekli yönlendiriyordum erkeğimi… Sikicimi…

               “Tamam şimdi biraz daha sok…”

               ”Evet yine çek… Islat biraz sikini, buraya kadar yeniden sok…”

               ”Evet bu şekilde biraz devam et. Ama daha fazla ilerleme.”

               ”Evet… Böyle işte… Daha fazla ilerlemeden sok çıkar.”

               Bu şekilde en az iki üç dakika geçti. İki kez boşaldığından uzun sürüyordu.

               “Haydi bakalım şimdi yavaşça hepsini sok.”

               “Hepsini birden mi?”

               “Evet ama yavaşça… Her an durmanı söyleyebilirim.”

               Milim milim dibimi buldu. Kasıkları popomun yanaklarına yapışmıştı artık…

               “Ahhh… Offff… Dur, bekle şimdi…. Canım çok yanıyor. Hiç hareket etme.”

               İşaret parmağımı büküp acıdan ısırdığımı hatırlıyorum. Çocuk her dediğimi yapıyordu. Bir süre bekledik o şekilde… Sızının azaldığını hissedince popomun yanaklarını sıkıp gevşetmeye başladım.

               “Haydi yavaşça sok çıkart şimdi. Ama içimden tamamen çıkarmadan…”

               “Tamam.”

               Yavaşça dediklerimi yapmaya başladı. Çektiğim acı yerini güzel bir dolgunluk hissine bırakmıştı.

               “Güzel mi Murat? İstediğin oldu mu? Memnun musun?”

               “Evet evet… Harika bu… Sımsıkı burası… Senin de hoşuna gidiyor mu Gül abla?”

               “Evet. Hoşuma gidiyor… Sikin zevk veriyor bana… Hadi, biraz daha hızlanabilirsin şimdi… ”

               Murat temposunu daha da yükseltti. Şimdi erkekliği bir piston gibi girip çıkıyordu arkama… İttirdikçe kasıkları kalçalarımı yoğuruyor, eziyordu. Bense popomu iyice havaya dikmiş, sıkıp gevşetiyordum. Sokup çıkarmalarının arasında bu hareketim ufaklığa ekstradan bir zevk veriyordu. Bense acıdan ısırdığım parmağımı artık zevkten emer yalar hale gelmiştim. Orta yaşlı bir kadın, küçük bir çocuğun altında arkadan beceriliyordu…

               Sonunda Murat, sertçe dipleyip kaldı öyle. İlk fışkırtmasını içimde bir yerlerimde hissettim, hiç içimden çıkmadan oluk oluk akıtıyordu. Boşalması bitince yavaş yavaş içimden çıktı. Arkamda bir an bir rahatlık hissettim. Ama bu his fazla uzun sürmedi çünkü öbür iki ufaklık da öğrettiğim şekilde, sırayla, beni arkadan yaptılar.

               Üçüncü parti de bittikten sonra birer sigara daha yaktık. Ben boşalmıştım ama istediğim gibi olmamıştı. Hep afacanları memnun etmek için, sevişmeyi onlara öğretmek için uğraşmıştım. Sigaram bitince onlara;

               “Bugün hep ben sizi memnun ettim. Bir orospu olarak paranızı hak etmek için ne derseniz yaptım. Şimdi de benim istediğim gibi yapacağız bir kere…”

               ”Hayır, sen orospu değilsin… Bizim Gül ablamızsın sen…” dediler bir ağızdan…

               Güldüm. Üçünü de yatağın kenarına oturttum. Yere çömelerek ortada oturanı ağzıma aldım. Diğerlerini de, sağ ve sol elimle kavrayıp sıvazlamaya başladım. Zaman zaman diğerlerini de ağzıma alıyor, beş altı kere ağzıma alıp emdikten sonra hemen diğerine geçiyordum.

Mutsuz Orospu

               Erkeklikleri iyice sertleşince, Ayhan’ a yatağa yatmasını söyledim. Yatınca, sol elimle erkekliğinin dibinden tutup kadınlığıma hizaladım ve yavaşça oturmaya başladım. Kasıklarımız birleşene kadar diplediğimde bir süre bekledim. Sonra eğilip miniğimin dudaklarını emmeye başladım. Bir yandan da hafifçe oturup kalkıyordum üzerinde… Az sonra inip kalkmamı durdurup, belimi daha da çukurlaştırıp zaten çıkık olan kalçalarımı daha da açtım. Bizi seyretmekte olan diğerlerine dönüp,

               “Murat haydi arkama gel sen de…” dedikten sonra altımdaki Ayhan’ın üzerine bir kurbağa gibi bükülüp, Murat’ ın arkama sokmasını bir kurbanlık koyun edasıyla beklemeye başladım.

               Dizlerinin üzerinde arkama yaklaştı. Erkekliğini kaba etlerimde hissedince irkildim ama buna rağmen elimi yandan dolaştırıp penisini yakaladım ve arkama hizaladım.

               “Haydi yavaşça sok bakalım.” dedim.

               Zaten kısa bir süre önce üçü de arkamdan yaptığı için hala esnekti. Girmesi zor olmayacaktı. Soktuğunda buna rağmen canım yandı. Ama dibimi bulduğunda hemen zevk almaya başladım. Tabii bu arada Ayhan altımda ve içimdeydi. Arkamdaki organ tam içime yerleşip de ilk acısı geçtikten sonra kalçamı hafiften indirip kaldırmaya başladım. Artık hem önümde hem arkamda birer penis vardı. Önümdekini içime alıp çıkarmaya başladığımda, arkamdakine de

               “Haydi sen de başla…” dedim. O da sokup çıkarmaya başladı arkama… Müthiş zevk alıyordum. Minikler beni sandviç yapmışlardı. O anda diğerine dönüp önüme diz çöküp ağzıma vermesini söyledim. O da yerini aldığında başımı hafiften sola çevirip, ön ve arkamdan aldığım zevkle, yutarcasına ağzıma aldım. Her üç deliğimde de birer afacan vardı şimdi.

               Müthiş bir tempo yakalamıştık. Altımdakini sanki ben beceriyormuşçasına hırsla üzerinde inip kalkıyordum. Arkamdaki ise resmen beni çatır çatır beceriyordu. Ağzımdakini gerçek anlamda somuruyor, emiyor, yalıyor, öpüyordum.

              Bu durum ve tempo en az onbeş dakika sürdü. Beynim durmuş, sadece düzülmenin verdiği zevki hissediyordum. Zevk çığlıklarıma engel olamaz hale gelmiştim. Orgazm adım adım geliyordu. Bir anda gözlerim karardı, başım uğuldamaya başladı,

               “Geliyorum! Haydi çocuklar! Haydi erkeklerim… Daha hızlı… Geliyorum! Geliyorum!” diye bağırmaya başladığımı hatırlıyorum.

               Kendimi altımdakine daha çok bastırıp kalçamı çalkalamaya başladığımda, saç telimden ayak tırnaklarıma kadar zangır zangır titremeye başladım. Korkunç bir orgazm yaşıyordum. O anda altımdaki de boşalmaya başladı. Hemen ardından arkamdaki bir bomba gibi patladı arkama. Benim orgazmımın sonuna doğru ağzımdaki de haykırarak ağzıma patladı. Onu da resmen içip bitirdim son damlasına kadar.

               Orgazmın verdiği sarhoşluk üzerimden kalkınca, kalkıp duş aldım, giyindim. Küçük sevgililerimi birer birer dudaklarından öptüm. Ve evden dışarı attım kendimi… Çarşıyı falan boş verip yorgun argın eve döndüm.

              Ancak gece uyumaya hazırlanırken aklıma gelen bir şey, küçük bir tebessüm etmeme neden oldu. Nasıl bir fahişeysem… Hayatlarındaki ilk sevişmeyi yaşattığım çocuklardan parayı almayı unutmuştum…

Mutsuz Orospu

               Bir gün sabahtan kocamı işe gönderdim. Benim de birkaç parça bir şeyler almak için erkenden çarşıya gitmem gerekiyordu. Ancak orada, o karmaşada arabayı park edecek yer bulamam diye otobüsle gitmeye karar verdim. Evden çıktım ve durağa gittim. Birinci otobüse kalabalık yüzünden binemedim. İkincisine de… Ama üçüncü geldiğinde bu saatte otobüsler demek ki böyle diyerek kalabalığa karışarak ben de itiş kakış bindim.

               Sanki özel arabamla gidecekmişim gibi giyindiğime pişman olmuştum bile… Üzerimde ince kumaştan mini dekolte bir elbise, yüksek topuklu iskarpinler, siyah ince külotlu çoraplar… Kapı zar zor kapandığında ben neredeyse otobüsün ortalarına kadar ilerleyebilmiştim.

               Ama o kadar kalabalıktı ki… İnsanlar ayakta balık istifi gibi neredeyse üç dört sıra olmuşlardı. Bir süre yol aldıktan sonra, arkamda bacaklarımın arasında bir sertlik hissettim. Sinirle arkama dönüp baktığımda sinirim geçti. Çünkü arkamda bana sırtı dönük bir lise öğrencisi vardı. Elindeki çantasının köşesi benim bacaklarıma değiyordu. Bundan çocuğun bile haberi yoktu.

               Az sonra çantanın köşesi otobüsünde sallanmasıyla arkamdan önüme kadar tüm bacak arama sürter olmuştu. Hoşuma gitmeye başlamıştı. Ne de olsa çantanın sahibi dahil kimse farkında değildi olayın… Bir ara çanta tam arka deliğimin hizasında durdu. Ben de kendimi bastırıyordum artık çantaya…

              Ancak o an bir şey fark ettim. Otobüs bir duraktan yolcu almak için durmuştu. Ancak çanta hala arkama bastırıyordu. Demek ki yumurcak bunu bilerek yapıyordu. En fazla lise bir öğrencisi bu çocuk sabah sabah beni çantasıyla sırılsıklam yapmıştı.

               Otobüs yeniden hareket ettiğinde bu kez sol kalçamda bir el hissettim. Dönüp baktığımda, kalçamı elleyenin çanta sahibi çocuğun yanındaki arkadaşı olduğunu gördüm. Elini ters çevirmiş, kalçamın sol tarafını avuçlamaya çalışıyordu. Çantanın sürtmesiyle ıslanan kadınlığım tepki vermeme engel oldu. Aksine hoşuma gitmişti ellenmek, kalçamı okşayan elin sıcaklığı…

               Çok geçmeden kalçamın sağ tarafına da bir el daha yanaştı. Üçüncü arkadaşları da olaya girmişti. Bunlar üç talebe resmen beni elliyor, taciz ediyorlardı. Popomun iki tarafında birer el ve durmadan arkama baskı yapan bir çanta… Hatta çantanın baskısıyla iç çamaşırımın küçük bir parçası kalçalarımın arasına sıkışmıştı.

             Gözlerim kaymaya başladı zevkten… Kendimi tutmak için dudaklarımı ısırıyordum. Dayanamayacağımı, yavaş yavaş orgazma yaklaştığımı anlayınca korktum. Orgazm olurken kendimi kaybeder, mutlaka ses çıkarır, en azından yüksek sesle inlerdim. Bunu göze alamazdım. Rezil olmamak için ilk durakta telaşla, insanlara çarpa çarpa kapıya yaklaşıp kendimi otobüsten aşağı attım.

               Derin bir nefes alıp kendime gelmeye, üstüme başıma çeki düzen vermeye çalıştım. Aslında ineceğim durağa epey vardı. Tam bir taksi çağıracaktım ki, bir de baktım bizim üç afacan da otobüsten inmişler, koşarak bana doğru geliyorlar. Temiz yüzlü, efendi tipli çocuklardı. Otobüste bana yaptıkları sarkıntılığı bunların yaptığına kimse inanmazdı.

               Direkt yanıma geldiler.  Meraklanmaya başlamıştım. Ne yapmak istiyordu bunlar böyle? Etrafıma bakındım… Kalabalık… Herkes bir telaş sağa sola koşturup duruyor. Bu kalabalıkta bir zarar veremezler bana… Rahatladım. İçlerinden bir tanesi,

               “Merhaba…” dedi. Ben de,                

               “Merhaba” dedim. “Ne oldu, ne var çocuklar? Az önce bana yaptıklarınız yetmedi mi?”  İçlerinden bir tanesi utana sıkıla,             

               “Şeyy… Özür dileriz.” Durdu, sonra cesaretini toplamış gibi bir nefeste, “Kaç para?” diye sordu.

Mutsuz Orospu

               Bu soru karşısında resmen şok olmuştum. Kulaklarıma inanamıyordum. Benim tacizlerine ses çıkarmamamı yanlış yorumlamışlar, beni para karşılığı kendini satan bir fahişe zannetmişlerdi. Önce yüzüm kızardı, tersleyecektim. Ama sonra şeytan engel oldu bunu yapmama… Az önce ellenip taciz edilmem yeterince tahrik etmişti beni… Bacaklarımın arası sırılsıklamdı. Kendimi her şeye hazır hissediyordum. Kendimi çabuk toparlayıp muzurca gülümsedim ve

               “Asıl sizin kaç paranız var bakalım? ” dedim. Bunlar hemen aralarında konuşmaya başladı. Sanırım para hesabı yapıyorlardı. Kısa bir görüşme sonrası neticeyi söylediler,                

               “Elli liramız var…” Gülümsedim. Acemiler, benim gibi bir kadın için yeterli olduğunu düşünüyorlardı herhalde bu paranın… Umurumda değildi zaten söyleyecekleri rakam… Ne söyleseler kabul edecektim…

              “İyi tamam o zaman… Nereye gideceğiz?” dedim. Bir tanesinin anne ve babası çalıştığı için evleri akşama kadar boş oluyormuş. Onlara gidebileceğimizi söylediklerinde,

               “Haydi o zaman, işimize bakalım, bir an önce gidelim.” dedim. Kendime, yaptığım şeye inanamıyordum. Tamam, kocamdan önce, sonra epey erkekle beraber olmuştum, kocamı boynuzlamıştım. Ama ilk defa bu işi parayla, pazarlıkla yapmak üzereydim. Hem de üç lise öğrencisiyle…

               Bir taksiye atlayıp evlerine gittik. Üçü de susup oturdular takside… Heyecanları yüzlerinden belli oluyordu. Hayatlarında bir ilk yaşıyorlardı onlar da… Gittiğimiz çocuğun evi bahçe içinde, güzel bir evdi. İçeriye girdik. Sanki profesyonel bir fahişeymişim gibi davranmaya çalışarak,              

               “Yatak odası nerede?” diye sordum. Ev sahibi oğlanın gösterdiği odaya girerken, “Siz dışarı çıkın ben çağıracağım” dedim.

Mutsuz Orospu

               Aynanın karşısında soyunmaya başladım. Üzerimde sadece külotum kalmıştı. Aynada kendime baktım. Fena değildi. Kendime bakmanın, sporun, rejimin yararlarını görüyordum şimdi… Güzel, biçimli bir kadın vardı aynada… Makyajımı tazeleyip saçımı fırçaladım, yatağa uzandım. Boş gözlerle tavana, etrafa, bu yabancı yatak odasına, eşyalara bakıyor, olanlara inanamıyordum. Resmen fahişelik yapıyordum. Hem de elli liraya… Beş dakika kadar bunları düşündükten sonra dışarıya,

               “Biriniz gelsin…” diye seslendim. Çocuklardan biri içeri geldi. Hala üzerinde lacivert ceket, gri pantolon, kravatlı okul kıyafeti vardı. Gülümsedim. “Neden soyunmadın sen bakalım daha?” dedim.

               Bunun üzerine çocuk telaşla soyunmaya başladı. Benden çok utanıyordu. Az sonra eliyle heyecandan yarı sertleşmiş sikini kapatmaya çalışarak ayakta duruyordu karşımda… Elimi uzatıp yanıma gelmesini işaret ettim. Geldi. Sikini kapatan elini tutup yanıma çektim. Çırılçıplak yanıma uzandı.

              Benimle beraber tavana bakıyordu. Bir kolumun üzerinde doğruldum ve çocuğun göğsünü okşamaya başladım. İşaret parmağımla daireler çiziyordum. Yavaşça elimi erkekliğine götürüp kavradım ve okşamaya başladım hafifçe… Bunu yaparken adını sordum. Sikini okşamamdan aldığı zevkle kıvranarak,

               “Ayhan…” dedi. Eğilip dudaklarından öptüm. Kırmızı rujum dudaklarına bulaşmıştı… Tekrar öptüm. Güzeldi dudaklarının tadı…

               “Kaç yaşındasın Ayhan?”

               “Onaltı…” Bunları konuşurken bir yandan da parmaklarımın arasındaki aleti iyice kalkıyordu.

                “Sizin adınız ne?” diye sordu merakla…

               “Gül…” dedim. “Peki kaç kızla yattın bugüne kadar?”

               “Hiç…” dedi. “Hepimizin ilk olacak…”

               Bu hoşuma gitmişti. Üç ufaklık da benimle milli olacaklardı. Onlara muhteşem bir ilk yaşatmaya karar verdim. Dudaklarını iyice somurduktan sonra öpe öpe aşağıya kayıp organına yaklaştım. Çok yavaş hareket ediyordum.

               Baş tarafını bir kere yalayıp tadına baktım önce. Fena değildi. Sonra dilimi bir kaç kere gövdesinde gezdirdim. Ardından sadece baş tarafının ön kısmını ağzıma soktum ve emmeye başladım yavaşça. İyice sertleşmişti. Bir yandan da elimle aşağı yukarı yapıyordum.

Mutsuz Orospu

               Bu şekilde iki üç dakika emdikten sonra birden ve sert bir şekilde hepsini ağzıma aldım. Dudaklarım kasıklarına yapıştığında elinde olmayarak derin bir

               “Oohh…” çekti çocuk…  ”Gül ablaa…”

               Sonra başımı aşağı yukarı hareket ettirmeye başladım. Tüm gücümle emerek yukarı çıkıyor, baş tarafına geldiğimde dilimi üç dört tur ucunda çeviriyor sonra yine emerek aşağıya kadar iniyordum. Sağ elimle başım yukarıdayken boşta kalan kısımlarını okşuyor, sol elimle de yumurtalıklarını çok hafifçe sıkıp bırakıyordum. Dilime ucundan bir damla sıvı geldiğinde çok yaklaştığını anladım. Kıvranıyordu.

               “Ohhh… Abla, ben geliyorum galiba…” dedi.

               Aletini ağzımdan çıkarmadan evet anlamında başımı salladım ve sadece erkekliğin baş tarafını emmeye başladım. Dilimi de baş tarafının altında ki o tatlı girintiye getirip usulca yalamaya başladım. Ama sağ elim motor gibi hızlı mastürbasyon yapıyor, sol elimle de yumurtalıklarını okşuyordum. Sanki sağıyordum onu.

               Artık dayanamadı ve ilk fışkırması boğazıma çarptı. Dilim başının altında olduğunda her fışkırmasında direk olarak yutuyordum. Beş altı fışkırmadan sonra kısa bir süre daha yaladım ve ağzımdan çıkardım. Tertemizdi… Tamamen emerek yutmuştum onu…

               “Hoşuna gitti mi?” diye sorduğumda nefes nefese evet anlamında başını salladı. “Haydi bakalım git ve sıradaki arkadaşını çağır” dedim.

               Beş dakika sonra ağzımda başka bir afacan vardı. Üçünü de sırayla aynı şekilde, aynı tarzda ağzıma boşalttım. Ben daha hiç boşalmamış resmen kuduruyordum. Boşalan dışarıya çıkıyordu. Üçüncüyü de boşalttıktan sonra sırtüstü yatıp biraz dinlendim. Elimi külodumun içine attım, parmaklarım su içinde kaldı. İyice azmıştım, kıvranıyordum. Baktım gelen giden yok,

               “Neredesiniz çocuklar?” diye seslendiğimde üçü birden odaya geldi. Hepsi çırılçıplaktı. Erkekliklerine baktım. Ayhan boşaldıktan sonra diğerlerine nazaran daha çabuk sertleşmişti. Bacaklarımı açıp ona

               “Haydi gel canım…“ dedim. Diğerleri odadan çıkmaya hazırlanırken, “Hayır, çıkmanıza gerek yok. Kalabilirsiniz… Bizi seyredin işte, nasıl yapacağınızı öğrenirsiniz bize bakarak…”  dedim gülümseyerek…

               Bunu üzerine yatağın yanında durup Ayhan’la ikimizi seyretmeye başladılar. Ayhan beceriksizce içime sokmaya çalışıyor ama hizasına bile getiremiyordu. Canım benim… Elimle yardımcı oldum ona…

Mutsuz Orospu

               “Haydi sok şimdi aşkım…” dedim. Birden yüklendi, körpe ama uzunca sikini bir hamlede benim otobüsten beri akan sularımdan kayganlaşmış amıma gömdü. Bu sefer içten gelen bir inleme benim dudaklarımdan döküldü,

               “Ohhhh…” diye inleyerek bacaklarımı iyice açıp bacaklarına doladım ve ellerimle de kalçalarını avuçlayıp kendime daha çok bastırmaya başladım. Özellikle kalçalarını içime ittiğinde minik poposunu avuçluyordum. Daha önce bir kere ağzıma boşaldığından iyi dayanıyordu.

               Zevkten yarı kapalı gözlerimi açıp baktığımda, diğer oğlanların kalkmış siklerini okşayarak bizi izlediklerini gördüm. Şehvetle parlayan gözlerini kırpmaya korkarak benim sikişmemi izliyorlardı.  İlk orgazmımı o anda yaşadım. Bacaklarımı sarıp hırsla kalçalarını kendime çektim. Feryat kopararak boşalmaya başladım.

               ”Ahhhh… Geliyorum… Ohhh… Çok güzel… Hadi… Sik beni… Pompala… Böyle… İşte böyle…” diye diye kalçalarım inip kalkıyor, yatağı dövüyordu. Ayhan da bana ayak uydurmaya çalışıp zevkten dudaklarını ısırırken o da içime patladı. Kasıklarımı sıkıp gevşeterek içimde sikini sağıyor, aldığı zevki yükseltmeye çalışıyordum.

               Döllerini akıtması bitince kalktı ve yerine hemen Murat geçti. Onu da aynı şekilde boşalttıktan sonra Altan aldı sırayı ikinci ve en şiddetli orgazmımı Altan’la, yine bağıra çağıra yaşadım. Nefes nefeseydim. Bir sigara yaktım yatakta… Çocuklara da verdim.

               “Ee? İstediğiniz oldu mu? Bir ağzımdan, bir de kadınlığımdan becerdiniz beni…” dedim. Murat,

               “Pek değil…” dedi.

               “Nasıl yani? Daha ne istiyorsunuz?”

               “Arkadan da yapalım… Filmlerde hep görüyoruz. Onu da öğret bize…”

               “Peki, yapalım bakalım afacanlar…” dedim gülümseyerek… Sigaramı söndürüp yatağa yüzükoyun yattım. Kalçalarımı havaya kaldırıp iki yana salladım beklentiyle… 

               “Haydi bakalım kim gelecekse gelsin önce…” dedim. Murat kalktı. “Ama bak, dediklerimi harfi harfine yapacaksın yoksa canım yanar” dedim.

               “Tamam…” dedi. Elini tutup önüme geçmesini sağladım. Sikini güzelce, ıslak ıslak yaladım, ıslattım. Sonra arkaya gönderdim onu… Arkama geçip üzerime eğildi. Sağ avucumu dilimle iyice tükürükleyerek uzatıp arkamı da ıslattım ve erkekliğini tutup arkama dayadım. Sonra elimi çektim.

               “Şimdi hafifçe bastır…” dedim. Biraz itince canım yandı. İkimiz de nefes nefeseydik ve öbür iki ufaklık heyecanla bizi seyrediyorlardı.

               “Dur! Canım yandı. Geri çek biraz…”

               “Tamam.”

               “Haydi bir daha dene. Ama yavaşça…”

               Bu arada kendimi iyice gevşettim ve kalçamı havaya kaldırdım. Yeniden ittiğinde çok canım yandı.

               “Ahhhhh dur dur dur. Bekle, sakın itme daha. Çıkarma da ama, o şekilde bekle.”

               “Tamam bekliyorum. Durdum.”

               Başı girmişti birden. Deliğimin alışmasını bekliyordum. Yaklaşık 30 saniye bu şekilde kaldık. Sonra;

               “Tamam yavaşça it şimdi.” Biraz daha ilerledi arkamda.

               “Dur canım yanıyor. Biraz geri çek ve yeniden it ama bundan fazla ileri sokma.”

               “Tamam Gül Abla, anladım.”

               Abla demesine gülesim geldi bir ara. Hem abla diyor hem arkadan beceriyor… Dediğimi yaptı. Sürekli yönlendiriyordum erkeğimi… Sikicimi…

               “Tamam şimdi biraz daha sok…”

               ”Evet yine çek… Islat biraz sikini, buraya kadar yeniden sok…”

               ”Evet bu şekilde biraz devam et. Ama daha fazla ilerleme.”

               ”Evet… Böyle işte… Daha fazla ilerlemeden sok çıkar.”

               Bu şekilde en az iki üç dakika geçti. İki kez boşaldığından uzun sürüyordu.

               “Haydi bakalım şimdi yavaşça hepsini sok.”

               “Hepsini birden mi?”

               “Evet ama yavaşça… Her an durmanı söyleyebilirim.”

               Milim milim dibimi buldu. Kasıkları popomun yanaklarına yapışmıştı artık…

               “Ahhh… Offff… Dur, bekle şimdi…. Canım çok yanıyor. Hiç hareket etme.”

               İşaret parmağımı büküp acıdan ısırdığımı hatırlıyorum. Çocuk her dediğimi yapıyordu. Bir süre bekledik o şekilde… Sızının azaldığını hissedince popomun yanaklarını sıkıp gevşetmeye başladım.

               “Haydi yavaşça sok çıkart şimdi. Ama içimden tamamen çıkarmadan…”

               “Tamam.”

               Yavaşça dediklerimi yapmaya başladı. Çektiğim acı yerini güzel bir dolgunluk hissine bırakmıştı.

               “Güzel mi Murat? İstediğin oldu mu? Memnun musun?”

               “Evet evet… Harika bu… Sımsıkı burası… Senin de hoşuna gidiyor mu Gül abla?”

               “Evet. Hoşuma gidiyor… Sikin zevk veriyor bana… Hadi, biraz daha hızlanabilirsin şimdi… ”

               Murat temposunu daha da yükseltti. Şimdi erkekliği bir piston gibi girip çıkıyordu arkama… İttirdikçe kasıkları kalçalarımı yoğuruyor, eziyordu. Bense popomu iyice havaya dikmiş, sıkıp gevşetiyordum. Sokup çıkarmalarının arasında bu hareketim ufaklığa ekstradan bir zevk veriyordu. Bense acıdan ısırdığım parmağımı artık zevkten emer yalar hale gelmiştim. Orta yaşlı bir kadın, küçük bir çocuğun altında arkadan beceriliyordu…

               Sonunda Murat, sertçe dipleyip kaldı öyle. İlk fışkırtmasını içimde bir yerlerimde hissettim, hiç içimden çıkmadan oluk oluk akıtıyordu. Boşalması bitince yavaş yavaş içimden çıktı. Arkamda bir an bir rahatlık hissettim. Ama bu his fazla uzun sürmedi çünkü öbür iki ufaklık da öğrettiğim şekilde, sırayla, beni arkadan yaptılar.

               Üçüncü parti de bittikten sonra birer sigara daha yaktık. Ben boşalmıştım ama istediğim gibi olmamıştı. Hep afacanları memnun etmek için, sevişmeyi onlara öğretmek için uğraşmıştım. Sigaram bitince onlara;

               “Bugün hep ben sizi memnun ettim. Bir orospu olarak paranızı hak etmek için ne derseniz yaptım. Şimdi de benim istediğim gibi yapacağız bir kere…”

               ”Hayır, sen orospu değilsin… Bizim Gül ablamızsın sen…” dediler bir ağızdan…

               Güldüm. Üçünü de yatağın kenarına oturttum. Yere çömelerek ortada oturanı ağzıma aldım. Diğerlerini de, sağ ve sol elimle kavrayıp sıvazlamaya başladım. Zaman zaman diğerlerini de ağzıma alıyor, beş altı kere ağzıma alıp emdikten sonra hemen diğerine geçiyordum.

Mutsuz Orospu

               Erkeklikleri iyice sertleşince, Ayhan’ a yatağa yatmasını söyledim. Yatınca, sol elimle erkekliğinin dibinden tutup kadınlığıma hizaladım ve yavaşça oturmaya başladım. Kasıklarımız birleşene kadar diplediğimde bir süre bekledim. Sonra eğilip miniğimin dudaklarını emmeye başladım. Bir yandan da hafifçe oturup kalkıyordum üzerinde… Az sonra inip kalkmamı durdurup, belimi daha da çukurlaştırıp zaten çıkık olan kalçalarımı daha da açtım. Bizi seyretmekte olan diğerlerine dönüp,

               “Murat haydi arkama gel sen de…” dedikten sonra altımdaki Ayhan’ın üzerine bir kurbağa gibi bükülüp, Murat’ ın arkama sokmasını bir kurbanlık koyun edasıyla beklemeye başladım.

               Dizlerinin üzerinde arkama yaklaştı. Erkekliğini kaba etlerimde hissedince irkildim ama buna rağmen elimi yandan dolaştırıp penisini yakaladım ve arkama hizaladım.

               “Haydi yavaşça sok bakalım.” dedim.

               Zaten kısa bir süre önce üçü de arkamdan yaptığı için hala esnekti. Girmesi zor olmayacaktı. Soktuğunda buna rağmen canım yandı. Ama dibimi bulduğunda hemen zevk almaya başladım. Tabii bu arada Ayhan altımda ve içimdeydi. Arkamdaki organ tam içime yerleşip de ilk acısı geçtikten sonra kalçamı hafiften indirip kaldırmaya başladım. Artık hem önümde hem arkamda birer penis vardı. Önümdekini içime alıp çıkarmaya başladığımda, arkamdakine de

               “Haydi sen de başla…” dedim. O da sokup çıkarmaya başladı arkama… Müthiş zevk alıyordum. Minikler beni sandviç yapmışlardı. O anda diğerine dönüp önüme diz çöküp ağzıma vermesini söyledim. O da yerini aldığında başımı hafiften sola çevirip, ön ve arkamdan aldığım zevkle, yutarcasına ağzıma aldım. Her üç deliğimde de birer afacan vardı şimdi.

               Müthiş bir tempo yakalamıştık. Altımdakini sanki ben beceriyormuşçasına hırsla üzerinde inip kalkıyordum. Arkamdaki ise resmen beni çatır çatır beceriyordu. Ağzımdakini gerçek anlamda somuruyor, emiyor, yalıyor, öpüyordum.

              Bu durum ve tempo en az onbeş dakika sürdü. Beynim durmuş, sadece düzülmenin verdiği zevki hissediyordum. Zevk çığlıklarıma engel olamaz hale gelmiştim. Orgazm adım adım geliyordu. Bir anda gözlerim karardı, başım uğuldamaya başladı,

               “Geliyorum! Haydi çocuklar! Haydi erkeklerim… Daha hızlı… Geliyorum! Geliyorum!” diye bağırmaya başladığımı hatırlıyorum.

               Kendimi altımdakine daha çok bastırıp kalçamı çalkalamaya başladığımda, saç telimden ayak tırnaklarıma kadar zangır zangır titremeye başladım. Korkunç bir orgazm yaşıyordum. O anda altımdaki de boşalmaya başladı. Hemen ardından arkamdaki bir bomba gibi patladı arkama. Benim orgazmımın sonuna doğru ağzımdaki de haykırarak ağzıma patladı. Onu da resmen içip bitirdim son damlasına kadar.

               Orgazmın verdiği sarhoşluk üzerimden kalkınca, kalkıp duş aldım, giyindim. Küçük sevgililerimi birer birer dudaklarından öptüm. Ve evden dışarı attım kendimi… Çarşıyı falan boş verip yorgun argın eve döndüm.

              Ancak gece uyumaya hazırlanırken aklıma gelen bir şey, küçük bir tebessüm etmeme neden oldu. Nasıl bir fahişeysem… Hayatlarındaki ilk sevişmeyi yaşattığım çocuklardan parayı almayı unutmuştum…

 

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

           Öylece donup kaldık. Ben, arkamda Mert çıplak ve ayakta, babam ve teyzem yine çıplak, yerde halının üzerinde sevişiyorlar…Etraflarında yerlere saçılmış giysileri… Dördümüz de şaşkınlıktan açılan gözlerimizle birbirimize bakıyorduk.

          Şaşkınlığı ilk atlatan teyzem oldu. Sanırım geri dönülemeyecek noktaya gelmiş, orgazm olma aşamasında kalmıştı. Babamın altında yatıyordu ve babam teyzemin bacaklarının arasına girmişti. Babama sarılıp kaldığı yerden devam etmeye, belini oynatmaya, alttan kalçalarını indirip kaldırmaya başladı.

          Babam şaşkın, ne yapacağını şaşırmış, aval aval bize bakıyordu. Üzerinde ıslak jartiyer çoraplarıyla çırılçıplak salona dalan biricik kızına ve arkasındaki çıplak oğlana… Siki hala sertliğini koruyordu. Teyzem alttan kalçalarını indirip kaldırdıkça babamın hayli kalın siki teyzemin amında bir görünüp bir kayboluyordu.

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

           Babam şaşkınlığı geçince ilk tepkisi altında hareket edip duran teyzemin kollarını çözüp içinden çıktı, ayağa kalktı. Önündeki kalın alet teyzemin içinde yağlanıp parlatılmış gibi pırıl pırıldı. Teyzem oyuncağı alınmış bebek gibi kalakaldı yerde, bacakları açık vaziyette… Babam şaşkınlıkla,

          -“Bu… Bu vaziyet ne Gül? Kim bu herif… Evimde ne yapıyor?” diye bağırarak sordu bana…

            Öyle komik bir durumdaydık ki, kahkahayla gülmemek için kendimi zor tuttum. Teyzemin amından çıkardığı siki önünde sallanırken bana hesap soruyordu babam… Elimi belime koydum, onunla aynı tonda bağırarak,

          -“Evet baba… Gerçekten… Bu vaziyet ne?” Elimle yerde yatan teyzemi ve kendini gösterdim. “Sanırım annemin bu durumdan haberi yok…”          

          -“Bağırarak üste çıkamazsın küçük hanım…” Mert’e yöneldi öfkesi… Üzerine yürüdü, “Kimsin sen ulan zibidi? Küçücük kızımla ne yapıyorsun evimde?”

          Elini uzattı, giysi olsaydı yakasından tutup sarsacaktı herhalde… Bulamayınca bir tokat indirdi çocuğun suratına… Zaten şaşırmış vaziyette duran Mert, tokadı yiyince sarsıldı, yumruklarını sıkıp gardını aldı. Ben önüne geçtim. Teyzem yerinden kalktı, saldırıya geçen babamla Mert’in arasına girdi. Bir anda çırılçıplak dört insan birbirimize girdik. İki erkek birbirinin üzerine yürüyor, biz kızlar aralarında kalmış, engel olmaya çalışıyorduk.

          İki dövüş horozu gibi birbirinin üzerine yürüyen iki erkeğin arasında bir sağa bir sola yalpalanırken çıplak vücutlarımız birbirine değiyor, sürtüyor, ben Mert’in beline sarılıp engel olurken, teyzem “enişte…”  diyerek babama sarılıyor, hareket etmesine engel oluyordu. Tam ortalık sakinleşti derken babam elini kaldırıp hücum edince bu kez ben babama sarılıyordum “baba” diye bağırarak, teyzem de Mert’in önüne geçip kollarını tutmaya çalışıyordu. 

          Sonunda ortalık durulur gibi oldu… Teyzem sımsıkı Mert’in beline sarılmış vaziyetteydi. Ben de babama… Gözlerim dolmuş, ağlamak üzereydim.

         -“Yapmayın artık…” diye bağırdım ikisine de… Şimdi sakinleşmişti ortalık… Babam yine homurdanıyordu,

         -“Nasıl yapma dersin Gül? Şu haline bak… Jartiyerlerle… Ucuz bir fahişe gibi… Çırılçıplaksın…” 

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

         -“Jartiyerler benim değil baba… Annemin… Annemin çekmecesinden aldım bunları… Annemle ikiniz fantezi yaparken giydiği jartiyerler… Annemi becerirken giymesini istediğin şeyler… Annemi sikerken iyi oluyor da, ben giyince neden ucuz fahişe oluyorum söyler misin?”

          -“Bu… Bu… İkisi aynı şey değil küçük hanım…Hem doğru konuş bakayım… Sikmek, becermek filan…   Biz… Biz evliyiz… Her evli çiftin böyle gizli fantezileri olur, normaldir. Normal olmayan sensin. Daha yaşın küçücük… İnanamıyorum… Bu yaşta bu herifle… Bekaretini bu zibidiye mi verdin?”

          -“Hayır efendim, kızınıza zarar vermedim. Onun istemediği hiçbir şey yapmadım. ”

            Mert dayanamamış, söze karışmıştı. Teyzem hala Mert’in beline sarılmış duruyordu. Oğlanın heybetlisi, kendine sarılan çıplak bedenin varlığıyla ayaklanmış olmalıydı. Canavar gibi başını havaya kaldırmış, göbeğine doğru kobra yılanı gibi yükselen alet bakınıp duruyordu havada… Bu kez teyzem söze girdi, 

          -“Enişte, karışmayayım dedim, dayanamadım. Madem bekarete önem veriyordun, benim bekaretimi neden sen aldın o zaman? Hem de 16 yaşındaydım beni bozduğunda… Hem de ablamın yatağında…” Babam bozulmuştu bu sözlere… Bir şey de söyleyemedi, yutkundu. Ben kulaklarıma inanamıyordum.

          -“Bak seenn…. Neler de duyuyorum? Baba? Ne diyor teyzem?”

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          -“Gerçeği söylüyorum canım… Bu baban olacak adam  ben daha 16 yaşımdayken allem etti, kalem etti, kızlığımı aldı. Tamam ben de senin gibi azgının tekiydim ama… Baban da pek bekarete önem veren biri değildi kızlığımı bozarken… Tam tersine, çarşafa kanımı akıtırken zevkten dört köşeydi…” Babam yelkenleri suya indirmişti, eğilip yerden giysilerini aldı,

          -“Tamam, sizinle konuşulmaz. Ben giyinmeye gidiyorum. Ne haliniz varsa görün… Bak sana söylüyorum, bu kız bu hızla, böyle giderse orospu olacak…”

          -“Enişte, nereye? Daha yarım kalan işimiz var…” diye seslendi teyzem, babam dinlemedi bile, arkasına bakmadan yatak odasına geçti. Teyzem hala Mert’in beline sarılmış vaziyetteydi. Gözüne oğlanın havaya dikilmiş aleti ilişti.

          -“Gördünüz mü şimdi çocuklar?” dedi ilgisini Mert’in göbek deliğine doğru uzanan kavisli upuzun sikine yöneltmişti şimdi konuşurken… “Siz beş dakika daha gelmeseydiniz eniştemin altında orgazm olacaktım. Ne güzel sikiyordu beni…”

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

Hepimiz çıplak olmamıza rağmen, teyzemin böyle açık saçık konuşması karşısında utanmıştım nedense…

          -“Aman teyze…” dedim. “Nasıl konuşuyorsun böyle?” Güldü teyzem…

          -“Nasıl konuşuyorum küçük orospu? Siz ne yapıyordunuz peki? Tavla mı oynuyordunuz ikiniz?” Elini Mert’in sikine götürdü, sertliğini avucuyla kavrayıp sıktı. Mert inledi. “Bu azman yarak meydanda gezerken sikişmediniz mi siz de? Bakire olduğuna göre ne yaptınız? Arkandan mı verdin? Anal seks mi yaptınız, yoksa sadece oral yaparak geçiştirdiniz mi? Yaladın mı bu güzel şeyi? Emdin mi? Ablamın babanla seviştiğimden haberi yok ama, biricik kızının da bu erkek güzeline domaldığından haberi yok bence…” 

            Hayran hayran okşuyordu elindeki siki… Eğilip önünde diz çöktü, yalamaya başladı. Mert hayretle ellerini havaya kaldırıp yüzüme baktı, ne yapayım gibisinden… Ben de şaşkındım. Omuzumu silktim, cevabım yoktu.  Benim güzel, seksi teyzem benim önümde sevgilimin sikini yalıyor, emiyordu. Güzel bir oral uyguluyordu erkeğime… Benden cevap alamayan,  teyzemin alttan torbalarını yalamasına da dayanamayan Mert inleyerek ellerini teyzemin saçlarına geçirip kendine çekti. Olaya o da katıldı.

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

           Gidip koltuğa oturdum, izlemeye başladım ben de… Görüntü güzeldi doğrusu… Mert’in aşırı gelişmiş ve siki yalanıp zevk aldıkça gerilen kasları, uzun boyu, önünde diz çöken teyzemin harika, seksi vücuduyla soft pornolardan fırlamış, tablo gibi bir manzara vardı önümde…

           Bir süre daha yalayan teyzemin bir eli Mert’in sikini tutup okşarken, diğer eli kasıklarında, amındaydı. Kurcalayıp duruyordu parmaklarıyla… Sonuna kadar yutmaya çalıştığı aleti ağzından çıkarıp tükürükleri elinin tersiyle sildi, bana baktı.

          -“Gül… İzin verir misin bize canım? Tam boşalmak üzereydim, baban beni yarıda bıraktı. Mutlaka orgazm olmam lazım benim… Sakıncası var mı senin için?”

           Başını yukarı kaldırıp Mert’e baktı, elindeki zevk aldıkça daha da kalınlaşmış, damarları fırlamış aleti iki yana sallayıp güldü, “Sevgilinin pek itirazı yok gibi…. Öyle mi Mert? Bekaret sorunu olmayan bir orospuyla sikişmek ister misin?”

          Mert başını salladı heyecanla, onayladı. “Gül, sen de izin verirsen sevgilinle sikişmek istiyorum…” Onun bu pervasızlığı, azgınlığı karşısında güldüm ben de… Elimden başka bir şey gelmiyordu ve olay gittikçe ilginçleşmeye başlıyordu.

          -“Peki babam ne olacak teyze? Yatak odasında adam ve sen burada başkasıyla sevişeceksin. Olur mu?” O da güldü,

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          -“Olur, merak etme sen… Babanın en büyük zevklerinden biridir. Önünde benim başkasıyla sevişmeme bayılır. Kadın veya erkek fark etmez. Benim başka heriflerin altına yatmamdan, kızlarla kadınlarla sevişmelerimi izlemekten acaip tahrik olur …”

          Geldi yanıma oturdu. Göz kırptı bana…

          “Senin baban bir melek değil yavrum…” dedi. “Senin baban bir pezevenk… Godoş… Zevk için beni başkasıyla seviştirir…” Arkasına yaslanıp bacaklarını araladı. “Gel bakalım civanım… İfademi alıver benim… Not vereyim sana…”

          Mert ikiletmedi sözünü, hemen koptuğu gibi geldi, teyzemin bacaklarının arasına yerleşti. Sertleşmiş sikini teyzemin açılan amına sürtüyordu ki, teyzem doğrulup saçlarından tuttu, başını aşağıya, kasıklarına indirdi.

          -“Öyle kuru kuru olmaz Mert… Önce amcığımı bir yala bakalım… Çeşmeyi ıslatalım. Senin azman kolay girsin, canımı yakmasın aşkım…” dedi.

          Mert dilini çıkardı upuzun, köpek gibi teyzemin amını yalamaya başladı. Teyzem de kıvranmaya… Oğlanın saçlarını elinden bırakmamıştı, kendine çekiyor, başını amına bastırıyor, dilinden olabildiğince fazla zevk almaya çalışıyordu.

                       

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          -“Ohhh… Güzel yalıyorsun piç… “ diye inledi teyzem… “Klitorisimi de dilinin ucuyla yala bakim… Ohhhh… Evet… Öyle… Dilini kullan şimdi, içime sok, içerlerimi yala… Ooohhhh… Sevgilimm… Güzelll… Yala… Yala…Ohhhh… Parmaklarını da kullan aşkım… İki deliğime de çalış… Suyumdan ıslat parmaklarını… Ohhh… Kaygan kaygan… Nefiss… Arka deliğime sok parmağını… Evet… Böyle… Iıhhhh… Devam et… Ohhhh…”

          Yan yana oturuyorduk koltukta… Hemen yanıbaşımda gerçekleşen oral sahnesi beni de fena etkilemişti. Kasıklarımın yandığını, karıncalandığını hissediyordum. Elimi orama götürdüm. Islanmıştı. Dışından klitorisimi, istekle kabarmış dudaklarını okşamaya başladım. Diğer elimle de göğsümü okşuyordum.

          Teyzem kendinden geçmek üzereydi, öyle zevk alıyordu. Başını sağa sola sallıyor, elleri Mert’in saçlarında, kendi memelerinde dolaşıyordu. Orgazm olurken elini yana attı, çorabımın üzerinden bacağımı okşadı, zevkten kasılan parmaklarıyla etimi sıktı. Canım yandı ama zevkini bozmak istemedim.

          Kasıla kasıla boşaldı teyzem… Sakinleşti. Mert önünde diz çökmüş, şekilden şekle giren teyzemi izliyordu zevkle, bunu kendisinin başardığından gurur duyarak… Sakinleşince doğruldu, sikini teyzemin içinden sular akan amına dayadı. Beni girerken zorlayıp bağırtan aletin önce soğan gibi başı, sonra gövdesi, santim santim batan gemi gibi teyzemin amında kayboldu.

          -“Ohhh… Çok güzelmiş… Harika… Ahhh…”

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          Teyzem gözleri kapalı, istemsizce inliyordu yarak içine girerken… Kasıkları birbirine yapıştığında Mert’in boynuna sarıldı, kendine çekti sımsıkı… Öpüştüler… Sonra kalçalarını oynatmaya başladı. Mert de gidip gelmeye çalışıyordu o altında oynayıp dururken… Sonunda bir tempo yakaladılar ikisi beraber… Piston gibi sokup çıkarıyordu koca aleti…

          Her detayı görebiliyordum. Kalın alet teyzemin amına gömülürken  sikin damarlarının nasıl zorlandığını… İçine giren aleti kabul ederken teyzemin iyice açılan am dudaklarını… Zevkten parmak gibi kabaran, sertleşen meme uçlarını… Nefes almaya çalışırken açılan, inleyen, zevk aldıkça ayıp şeyler fısıldayan ruju bozulmuş nefis, dolgun dudaklarını…

           Mert’in onu ilgiyle izleyen zevkten yarı kısılmış gözlerini… Sikini teyzemin amına sokup çıkarırken kalçalarını oynattıkça kasılıp gevşeyen boğum boğum sert karın, kalça, sırtının kaslarını… Teninde zevkten kendini kaybeden teyzemin uzun tırnaklarıyla çizerek oluşturduğu yol yol kırmızı çizgiler… Teyzemin iniltileri, fısıltılarının tonu yarağı yedikçe  iyice yükselmiş, şimdi zevkten feryat ediyor, bağırıyordu.

          -“Ohhh… Göğüslerimi em Mert… Sikerken memelerimi em…”

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

            Mert eğilip dediğini yapmak istedi, bir iki emdi ama sürekli olmadı. Uzun boyu engel oluyordu. Dayanamayıp yan döndüm, amımı okşayan elimi uzattım, teyzemin benden taraftaki göğsünü avuçladım. Am suyumdan ıslanan parmaklarımın arasında uçlarını eziyordum.

          Teyzemin aldığı zevk arttıkça feryatları arttı. Bu arada teyzemin diğer yanında bir gölge belirdi. Babam… Feryatları duyunca dayanamamış, yanımıza gelmişti. Teyzemin diğer yanına oturmuştu. Çıplaktı ve onun da siki kalkmıştı.

          Yakışıklı yüzü allak bullaktı. Yüzünün ifadesinde hem çıplak kızının yanında çırılçıplak bulunmaktan, sırlarının ortaya çıkmasından duyduğu mahcubiyeti, utangaçlığı, hem de  teyzemin sikilişini görmekten, izlemekten aldığı sapıkça zevki okuyabiliyordum. Bir eli Mert’in genç siki kadar uzun olmasa da ondan biraz daha kalın sikinin üzerinde sıvazlıyor, diğer eli teyzemin memesindeydi.

          Eğildi, teyzemin meme ucuna yumuldu. Mert tarafından pompalanırken şehvetle dalgalanan teyzemin hareket edip duran memesini eliyle zaptetmeye çalışırken ucunu da emiyordu.

          Tereddüt ettim önce… Hiç kendi hemcinsime böyle bir şey yapmamıştım şimdiye kadar böyle bir deneyim yaşamamıştım ama, yaptım. Ben de diğer memesine eğildim. Ürkek ürkek ucunu öptüm önce… Sonra dudaklarımın arasına alıp ben de somurmaya başladım. Baba kız teyzemin memelerini paylaşıp emerken, sevgilim de teyzemin bacaklarının arasında koca sikini durmaksızın sokup çıkarıyordu.

          -“Aahhh… Çılgınsınız siz… Hepiniz çılgınsınız… Beni de delirtiyorsunuz aranızda… Oohhh… Ölüyorum zevkten… Geliyorummm… Aaahhhh….”

                        

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          Sonunda dayanamadı teyzem… Tüm vücudu kasıldı. Kollarını babamla ikimizin boynuna geçirip kendine çekti, bastırdı. Boğulacağımı zannettim memesi ağzımdayken… İstemsiz hareketlerle hareket ederek bir kukla gibi sarsılan, kıvranan bedeni dakikalarca kasıldı, gevşedi…

          Bunlar olurken babam da durmadı elbette… Koltuğun üzerine fırladığı gibi deminden beri tükürükleyip sıvazladığı kalın sikini teyzemin ağzına verdi. Teyzem tüm yorgunluğuna, tükenmişliğine rağmen kırmadı onu… Halsizce elini kaldırıp tuttu, başını ve dilini oynatarak babamın sikini yaladı, emdi, sonunda ağzına döllerini püskürtmeyi başardı. Tekrar koltuğa, teyzemin yanına serilip kaldı babam da…

          Bense tekrar amımı okşamaya koyulmuştum. Orgazm olan teyzemin içinden sikini çıkaran Mert gözünü bana dikti. Bende üç kez boşalan oğlan, teyzemin o orgazm fırtınasına dayanabilmiş, boşalmamıştı. Babama baktım, teyzemin elini alıp kucağına götürmüş, sikini okşatıyordu. Kendi halindeydi.

          Mert’e baktım tekrar… Sabit bakışlarla bakıyordu bana… Gözlerimi kırptım, yanaşmasını işaret ettim gülümseyerek… Dizlerinin üzerinde geldi. Eliyle hala belimdeki jartiyere tutturulmuş çorapları duran bacaklarımı dizlerimden başlayarak okşamaya başladı. Kendimi arkaya atıp aynı yaşta olduğum ama sevişmede usta ellerine bıraktım.

          Az önce teyzemin ve babamın boşalmasını izlerken yükselen sonra düşen zevk dalgası tekrar yükselişe geçti. Çoraplarımı okşayan elleri çıplak baldırlarıma ulaştı. Orayı bir güzel okşadıktan sonra fındık gibi minik amımı avuçladı hırsla sıkarak…  Fındık sözün gelişi tabi… Hiç sikilmenin tadına varamayan, sadece yalanıp okşanmakla yetinen şeftalimin suları akıyordu, şişmiş, yumruk gibi olmuştu.

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          Eğilip o yumruk gibi şişmiş şeftalime yumuldu sevgilim… Kendimi tutamadım. Islak dilini amımın çizgisinde hissettiğimde kıvrandım, hele kan hücumuyla kabarmış klitorisimde dilinin ucu gezinmeye başladığında bir inilti koptu ağzımdan…

          -“Aahhh… Mert…  Çok güzel…”

          Kendime gelip başımı çevirdim, babamlara baktım. İnlememi duyunca onlar da daldıkları alemden çıkıp bana bakmaya başlamışlardı. Babamın yüzü asıldı, teyzem elini tutup okşadı, dudaklarını öptü. Babamı sakinleştirmeye çalışıyordu. Canım babam… Hak veriyordum ona aslında… Biricik, minicik gördüğü küçük kızı sevgilisi tarafından beceriliyordu, hem de yanıbaşında…

          Ama yapacak bir şeyi, engel olabilecek bir durumu yoktu. Kızına engel olma, karşı çıkma şansını 16 yaşında kızlığını bozduğu teyzemi bizim önümüzde sikerken kaybetmişti. O yüzden kimse aldırmadı ona… Ailemize yeni katılan sevgilim Mert bile… Önünde gelişen olaylardan sonra sanırım babamı, grup seks yaptığı topluluğun bir üyesi, bir seks partneri olarak görüyordu.

          Gerçi Mert’in ne diyeceği de pek umurumda değildi doğrusu… Sonuçta bulunmaz hint kumaşı değildi. Ayrıca yaşananların gizli kalmasını sağlayacak bir çok koz vardı elimde… Konuşmaması Mert’in menfaatineydi. Hem elinin altında her zaman sikebileceği biri bakire lolita, iki bıldırcın gibi kadın varken niye fırsatı tepsin ki…

           Yeteri kadar yalayıp beni zevkten öldürdükten sonra omuzlarımdan tutup kendine çekti. Koltuğa ayağını dayayıp saçlarımı kavradı, bacaklarının arasındaki mızrağı ağzıma soktu. Ben de elimden gelen ne varsa hünerlerimi sergiledim sikini yalarken… Yanımızda bizi izleyen iki seyircimiz, babam ve teyzeme de bu konuda ne kadar usta olduğumu göstermek istedim biraz da…

           Siki yalandıkça inleyip duran Mert, sonunda saçlarımı tutup başımı geriye çekti. Eğilip ıslak dudaklarımı öptü.

          -“Dön bebeğim…” diye emir verdi.

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          Ne istediğini anlamıştım elbette… Hiç soru sormadan, itiraz etmeden dediğini yaptım. Koltuğun önünde, diz üstü eğilip kollarımı, yüzümü oturduğum yere dayayıp domaldım. Kalçalarımı havaya diktim, iki yana sallayıp erkeğimi bekledim.

         Sikini beklerken, önce dili geldi. Kıçıma yüzünü gömdü, minik deliğimi diliyle okşamaya başladı. Islak ıslak yalıyor, dilinin ucunu delikten içeriye sokmak için zorluyordu. Vantuz gibi göt deliğime yapıştı bir ara… Çekiştire çekiştire emdi.

          İyice ıslatıp yalandığına emin olunca doğruldu. Elini uzatıp parmaklarını  ağzıma soktu. Ben de parmaklarını yaladım, ıslattım. Çekip o ıslak orta parmağını deliğime okşarcasına soktu. Zevkle kıvrandım. Islak parmak, yalanıp kayganlaşmış büzüğüme zevk vererek içime kaydı… Sokup çıkardı… Sonra bir parmak daha eklendi. Bir diğer parmak alttan amımı okşadı. İnliyordum.

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          Sonra bir anda parmaklar çekildi oramdan… Sikinin başı dayandı arkama… Biraz zorladı geri çekti… Sonra tam deliğimin üstüne bıraktığı tükürüğünü hissettim. Yukarıdan nişan alıp deliğime tükürüğünü bırakmıştı. Böyle böyle yağlaya yağlaya sikini soktu arkama… Alışmıştım artık… Pek zorlanmadım koca sikini alırken… İnlete inlete içimde kaydı koca alet… Dibime dayandı, kasıkları kabalarıma vurdu.

          -“Vavvv…” diye nefesini koyverdi yanıbaşımda teyzem… “Usta işi gerçekten… Öyle değil mi enişte? Ne güzel sikti kızını oğlan… İncitmeden ufacık delikte ne güzel kaydı…”  Babamın homurtusunu duydum cevap olarak…

          -“Tamam canım… Abartma… Zaten öfkem burnumda…”

          Ama ilgiyle bana, bize bakmaktan da kendini alamıyordu. Mert babamın, teyzemin yanında insafsızca pompalamaya başlamıştı şimdi… Pençelerini belime geçirmiş sikip duruyordu… Dakikalarca sürdü bu… Hınçla sikiyordu beni… Vurdukça ileri kayıyordum, başım koltuğun arkalığına vuruyordu.

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          Sikini götümden çıkarmadan, kollarını belime sarıp kaldırdı, ayağa kalktı, kendi koltuğa oturdu. Bacaklarımı dizlerine koydum. Sırtım erkeğime dönük, bu kez ben inip kalkmaya başladım. O da alttan vurduruyordu. Teyzem yandan elini uzattı. Götüme giren koca sikin kalınlığıyla aralanan bacaklarımın arasından şeftalimi avuçladı. Parmaklarıyla okşadı.

          -“Ohhh… Çok güzel…” diye inliyordum zevkten…

          Zevk aldığımı gören teyzem aşağıya indi. Mert’in bacaklarının arasına girdi. Şimdi dilini çıkarıp sabit tutuyor, ben inip kalktıkça klitorisim teyzemin dili tarafından okşanıyordu. Yorulup ara verdiğimde, hareketsiz beklerken teyzemin dili amansızca şeftalimde çalışıyordu. Gözlerim kapandı zevkten… Teyzem bir benim amımı yalıyordu, bir aşağıya inip Mert’in sikini, taşaklarını… Mert de arkamda inlemeye başlamıştı.

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          Göğüslerimde iki tane el dolaşmaya başladı. Kapalı gözlerimi açtım, babam… Koltuktan kalkıp yanıbaşımızda ayakta durmuş, hayran hayran uçları pembecik dimdik göğüslerimi seyrediyor, elleriyle ikisini birden okşuyordu.

          -“Canım kızım… Tomurcuk gül gibisin… Harikasın… Tapıyorum sana…” dedi içtenlikle, hayranlıkla…

          -“Ohhhh….” diyebildim.

          Babamın bu sözleri bitirmeye yetmişti beni… O bildik orgazm dalgasının yükseldiğini duydum içimde… Gözlerim karardı, bir şey görmez oldum. Sarsılıyor, kasılıyordum. Kollarım bacaklarım kukla gibi sallanıp duruyordu. Mert de arkamda böğürüyordu. O da boşalmaya başlamıştı. Döllerini içimde hissediyordum. Siki sanki iki kat büyümüştü arka deliğimin içinde… Öyle sıkıyordum ki sikini, hareket edemiyor, o vaziyette içime boşalıyordu.

                       

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu

          Sonunda bitkin, hareketsiz kalakaldım. Mert’in kalınlığı hala tam olarak inmemiş, içimde duruyordu. Kucağına serilip kalmıştım. Babam teyzemin beline sarılmış, ayakta bizi seyrediyorlardı.  Teyzem başını kaldırıp babamı öptü,

          -“Ne dersin enişte? Kızın tam bir kadın gibi sevişti. Çok güzeldi doğrusu ikisi de…”

          -“Yani…” dedi babam, başka bir şey söylemedi. Kızıydım, yorum bile yapmaya çekiniyordu.

          -“Sen de beni, ablamın yatağında böyle siktiğinde onaltı yaşındaydım enişte… Kızın, benim kızlığımı bozduğun yaşta… Ne dersin, kızının da o zevki tatmasının zamanı gelmedi mi? Nasıl olsa Mert var… Gönüllü olur bu işe…”

          -“Sen benimle yatak odasına gel bakalım. Orada hem bu konuyu görüşelim, hem sevişelim güzel baldızım…” dedi babam…

            Adeta çekeleyerek teyzemi aldı, yatak odasına götürdü. Biz de Mert ile tekrar banyoya gittik. Temizlenip odama çekildik. Yatak odasından teyzemin zevk çığlıkları yükselirken, biz iki sevgili koyun koyuna yorgun bir şekilde uykuya daldık.

          Rüyamda benim kızlık bozma törenimi gördüm. Mert’in güzel siki bu kez amımdan akan bekaret kanıyla kıpkırmızı boyanmış, amıma girip çıkarken, annem, babam, teyzem hepsi de çırılçıplak,  yatağın etrafında bizi alkışlıyorlardı.

          Nerdeyse boşalmak üzereyken uyandım. Ne manyak rüyaydı ama…

          Başımı çevirdim, Mert yanımda çırılçıplak vaziyette, sırt üstü uyuyordu. Heykel gibi kaslı vücudunu, inip kalkan geniş göğsünü seyrettim bir süre… Sarıldım, bedenine çıplak bedenimi yapıştırdım. Uykusunda sarıldı bana… Güzel, seks dolu günler bizi bekliyordu.

Babam, Teyzem, Ben, Sevgilim... Azgın aile - Mutsuz Bir Ev Orospusunun Masturbasyon Hikayeleri - @by Mutsuz Orospu




loading