#gökyüzü

LIVE
Bin kez kırdılar dallarımızı, bin kez budadılar. Yine çiçekteyiz işte, yine meyvedeyiz.“Pîr Sultan A

Bin kez kırdılar dallarımızı, bin kez budadılar.
Yine çiçekteyiz işte, yine meyvedeyiz.“

Pîr Sultan Abdâl


Post link
image

Hiç bir dil özlemi taşıyacak kadar güçlü değildir. İnsan bu yüzden özledikçe sessizleşir.

 - La Edri

image

Burası dünya, ne çok kıymetlendirdik. Oysa bir tarla idi. Ekip biçip gidecektik.

- Cahit Zarifoğlu

#gökyüzü    #clouds    #bulutlar    #gün batımı    #sunset    #seyahat    #manzara    #photography    #nature    #artists on tumblr    #landscape    #flowers    #aesthetic    

Ölmek için doğmuştur ya insan, o yüzden her yağmur sonrası toprak kokusunu sever.

(Lev Nikolayeviç Tolstoy)

Ne ara kendimi bile anlatamaycak kadar duygusuzlaşmış ruhum. Ne kadar zaman olmuş ve geçmiş boşlukta duralı. Daha çok hapsedilmiş bir tutsak gibi bir zamanlar aydınlığım zannettiğim karanlığa.

Ay çiçeği güneşe aşık olunca gülmekten kırılmış bütün bitkiler. Sen kim, o kim.. vazgeç bu sevdadan demişler. Ay çiçeği sesini çıkarmamış. Sevdalı gözlerini dikmiş güneşe, bakmış bakmış…

Ayçiçeği gibiyiz bizlerde, diğer insanlar ne kadar yobaz,çağdışı, eski kafalı,gerici,deli deselerde.Her dem Sen'i anmayı,Sen'i anlayıp anlatmayı,Sen'i sevip sevdirmeyi nasip et Allah'ım.

fakiramaimanli

Bir nahiv (dilbilgisi) âlimi gemiye binmişti. Sefer esnâsında ilmine mağrur bir şekilde gemici ile sohbete koyuldu. Gemiciye zaman zaman muhtelif suâller sordu. Ondan “bilmem” cevabını alınca da ilmiyle gururlanarak:

“–Yazık! Cehâletin sebebiyle ömrünün yarısını ziyân etmişsin.” dedi.

Temiz kalpli gemicinin, bu küçük düşürücü davranışa gönlü kırıldı ise de olgunluk gösterip cevap vermedi. Derken şiddetli bir fırtına çıktı ve gemiyi müthiş bir girdabın içine sürükledi. Herkesi büyük bir telâşın kapladığı o hengâmede gemici, nahivciye  dönüp:

“–Ey üstad, yüzmebilir misin?” diye sordu. Nahivci, solmuş, sararmış bir vaziyette kekeleyerek:

“–Hayır, bilmem!..” dedi.

Bunun üzerine gemici, mahzun bir edâ ile şu mukâbelede bulundu:

“–Nahiv bilmediğim için benim yarı ömrüm mahvolmuştu. Şimdi ise yüzme bilmediğin için senin bütün ömrün mahvoldu. Zira gemimizin bu girdaptan kurtulma imkânı yoktur. Ey nahivci! Bu deryâda nahivden  ziyâde yüzme ilminin daha faydalı ve zarûrî olduğunu bilmiyor muydun?..” 

Bu fânî vücut gemisi ölüm girdabında çırpınırken, yaşanmayan, irfâna dönüşmeyen ve sırf nefsin rahatına hitâb eden bilgiler fayda vermeyecektir. Günah girdaplarında boğulmaktan kurtulmanın yegâne çâresi; helâli, haramı bilmek ve bunları tatbik etmektir. İşte ancak böyle bir ilim, bizleri iki cihan saâdetine nâil edebilir.

loading