#karanlık

LIVE

Bir neslin kayıp çocuklarıyız biz

Kimimiz bir bar köşesinde

Kimimizse cehennemden bozma bir evin köşesinde

Çığlıklarımıza tıkanmış kulaklarla birlikte

Belkide en karanlık gecenin ortasında

Birer birer yitip gitmişiz

Usulca içimize kapanmışız herkesin açıldığı baharlarda

Soluk soluğa uyanılan kabusları uyanıkken yaşamışız

Hikayelerimiz anlatılmamış satırlarla geçiştirilmişiz

Büyümüşüz çocuk olmadan

Ve o koca kalabalıkların ortasından

Yalnızlığımızla beraber sessizce çekip gitmişiz

Soğumuş ellerimiz belki bir buzdan daha çok

Ferlerimizi çalmışlar gözbebeklerimizden

Sığındığımız son limanda bile gemiye alınmamışız

Karanlıklar hoş gelir olmuş gözümüze

Çünkü saklamış bütün taşıdıklarımızı

Ah o taşıdıklarımız ki her baktığımız gözde vurur bizi

Yalpalaya yalpalaya gelmişiz bugüne bir bebeğin adımlarıyla

Halbuki koşarken bize hiç benzemeyip bir o kadar da benzeyenler

Hayat diye bir şeyin altında binlerce nefes feda etmişiz

Yine de hayata dair en ufak bir şey alamamışız ondan

Bir neslin kayıp çocuklarıyız biz

Çok çabalamışız ama yaşayamamışız…


İçim bataklık

Durmadan kendimle savaşmaktan kendi iç sesimle kavga etmekten yoruldum kötü olan şey ise bir sonu yok bunun iç sesim de haklı bende haklıyım. Yeter artık diyorum beynimi kemiriyor bu düşünceler sonra dahası geliyor durmadan yenisi düşüyor beynime kor gibi sonra ne mi oluyor sonra delirmeye başlıyorum kendi kendime konuşmalar, kavga etmeler, kah gülüp kah ağlamalar. Ama bildiğim bir şey var ben deliriyorum bu yavaş oluyor ama deliriyorum. Sürekli kendi kendime haksız olup aynı anda haklı olmaktan dolayı deliriyorum, geceleri gözüme uyku girmemesinden dolayı deliriyorum, yediğim yemekten tat alamamaktan deliriyorum. Diyorum ki allahım al içimde olan bu gafleti almıyor, alsa bile yenisi geliyor. Koskocaman bir labirent düşünün her sokağı bir yere çıkan bir labirent düşünün ben o labirentte çıkmazı bulmuşum gibi. O okyanusun keşif edilmeyen suları gibi derin uçsuz bucaksız bir gaflet. İçim bir bataklık, içim bir okyanus, içim bir çöl. Durmadan battığım, kocaman bir boşluk olduğum, göz yaşımın artık kalmadığı bir içim var. Daha ne kadar gider böyle daha ne kadar hem boğulup hem batarım bilmiyorum yaşamadan göremem, gördükçe de yaşayamam gibi geliyor.

Ben hep burdayım, bıraktığın ve bildiğin yerde. Bir gün dönüpte bulamazsın diye, uzaklaşamıyorum.

Kaybettim işte. Uzatmanın manası yok.

Hayalini kurduğum mutluluğu, tüketemeden kaybetmiş gibi hissediyorum.

Belki burda karşılaşırız diye yazmıyorum, sen buraların insanı değilsin. Çünkü eğer öyle olsaydın, biz böyle olmazdık.

Sen benim unutmak istediğim sokaklarda gizlisin.

Hayat bekletmelere gelmez. Yaşayacaksanız, ne olursa olsun zaten yaşarsınız.

İçimizde öldürdüklerimizi hiçbir zaman bilmeyecekler.

Sonra ben büyüdüm ve her şey, tüm umutlarım küçüldü.

Dolu bir kafayı boş bir ruh ile dengeleyemezsiniz

Yaşadığını hissetmek için üşümelisin.

Gölgelerinizde boğulmamak için güneşe küstüm.

Yıktığım düzenimin üzerine seni koyduğumda, koca bir depreme sebep oldum.

Hepimiz, bir Hoşça kal’ın altına gömülen cesetleriz.

Kendinizi iyi hissetmek için, benim yarama dokunmayın.

loading